Ülseratif kolit hastalık aktivitesi ile serumda bakılan 25-hidroksi vitamin D düzeyleri arasındaki ilişki


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Dahili Tıp Bilimleri, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2019

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Esra Yırtar

Danışman: Fatih Kamış

Özet:

Giriş ve Amaç: Ülseratif Kolit (ÜK) kolonun idiyopatik inflamatuvar bir durumudur. D vitamini kemik ve mineral metabolizması için kritik öneme sahiptir ve raşitizm ile osteomalazinin önlenmesinde ve tedavisinde etkili hormon benzeri bir vitamindir. Bu çalışmada, İBH hastalarının Truelove-Witts klinik aktivite indeksi, endoskopik Rachmilewitz skoru, kanda bakılan CRP, ESH gibi inflamatuvar belirteçler ile 25(OH)D seviyeleri arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. Materyal ve Metot: Çalışma retrospektif olarak planlandı. ÇOMÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji ve Dahiliye polikliniklerine başvurmuş 100 hasta çalışmaya dahil edildi. Çalışmadaki hastaların demografik bilgilerinin yanısıra, hastalığın tutulum yeri, süresi, tedavisi, laboratuvar değerleri ve 25(OH)D düzeyleri retrospektif olarak önceden hazırlanan formlara kayıt edildi. ÜK hastaları Rachmilewitz endoskopik aktivite indeksine göre 33 remisyon ve 33 aktif olmak üzere iki gruba, Truelove-Witts skorlamasına göre hafif, orta, ağır hastalık olarak üç gruba ayrıldı. Kontrol grubunda, herhangi bir hastalık tanısı olmayan ve son 1 yıl içerisinde 25(OH)D kullanmayan 34 hasta çalışmaya dahil edildi. Çalışmadan elde edilen verilerin istatistiksel analizlerinde, SPSS 23.0 (Statistical Packages for Socia Sciences; SPSS Inc. Chicago, Illinois, USA) programı kullanıldı. Tüm istatistiksel analiz için, %95 güven aralığında p değeri<0,05 anlamlı kabul edildi. Bulgular: Çalışmamızda yer alan bireylerin %46'sı kadın, %54'ü erkekti. Kontrol grubundaki hastaların yaş ortalamalarının remisyon ve aktif gruptaki hastalara göre daha büyük olduğu görüldü. Yaş, boy, kilo, VKİ ile hastalık grupları arasında anlamlı ilişki saptanmadı. Çalışmadaki remisyon grubunun ortalama hastalık süresi 58,55±66,4 hafta olurken, aktif grubun ise 48,91±54,8 hafta olduğu görüldü. Bu fark istatistiksel olarak anlamlıydı. Truelove-Witts skorlamasına göre hastaların %51‟i hafif, %42'si orta ve %7'si ağır hastalık aktivitesine sahipti. EAİ düzeyleri ile laboratuvar verileri olan PLT, lenfosit, AST, ALP, Vitamin D değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde ilişki saptandı. Ayrıca Vitamin D düzeyleri ile laboratuvar verileri olan PLT, CRP, ALP, değerleri arasında anlamlı düzeyde ilişki saptandı. D vitamini ortalama değeri en yüksek Truelove-Witts'in remisyon düzeyinde görülürken, en düşük ortalama değeri Truelove-Witts'in ağır düzeyinde görüldü. Truelove-Witts'e göre ayrılan gruplar arasında vitamin D eksiklik düzeyi açısından anlamlı düzeyde ilişki saptandı. EAİ ile vitamin D arasında kuvvetli ve negatif yönde anlamlı bir ilişki bulundu. Sonuç: Çalışmamızda, ülseratif kolit hastalık aktivitesi ile serumda bakılan 25(OH)D düzeyleri için farklı hastalık şiddetinde görülen gruplar arasında anlamlı fark saptandı. Bu sonuç 25- hidroksi vitamin D düzeylerinin ülseratif kolit hastalığının aktivasyonunu değerlendirmede bir serum belirteci olarak kullanılabileceğini göstermektedir. Aynı zamanda çalışmamız ÜK hastalarının takibinde D vitamini düzeylerinin erken kontrolü ve replasmanının önemini vurgulamaktadır. Yine de bu konuda daha büyük hasta grupları ile yapılacak prospektif uygulamalara gereksinim olduğunu düşünmekteyiz. Anahtar Kelimeler: Ülseratif Kolit, 25-Hidroksi vitamin D