Serum tenascin-C ve prokalsitonin düzeylerinin akut pankreatit saptanan hastalarda klinik önemi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Dahili Tıp Bilimleri, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2020

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: ADİL UĞUR ÇETİN

Danışman: Fatih Kamış

Özet:

Serum tenascin-C ve prokalsitonin düzeylerinin akut pankreatit saptanan hastalarda klinik önemi / Clinical importance of serum tenascin-C and procalcitonin levels in patients with acute pancreatitis

Giriş ve Amaç: Akut pankreatit pankreasın inflamasyonu ile karakterize bir hastalığıdır. Günümüzde hala önemli bir morbidite ve mortalite nedeni olarak yerini korumaktadır. Hastalık şiddetini öngörmede çeşitli skorlama sistemleri ve laboratuvar bulgularından faydalanılsa bile hala pratik ve kullanışlı prognostik belirteçlere ihtiyaç bulunmaktadır. Çalışmamızda akut pankreatit tanısı almış hastalarda serum Tenascin-C ve Prokalsitonin düzeylerinin klinik seyirdeki önemini incelemeyi amaçladık. Materyal-Metod: Çalışma prospektif olarak planlandı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi'ne Mart 2019-Mart 2020 tarihleri arasında başvuran, laboratuvar, klinik ve görüntüleme yöntemleri ile tanısı konularak servisimizde takip edilen 44 akut pankreatit hastası ve herhangi bir nedenle Dahiliye veya Gastroenteroloji Polikliniği'ne başvuru yapan, ek hastalığı olmayan, enfeksiyon kliniği dışlanmış 40 kontrol hastası çalışmaya dahil edildi. Çalışmadan elde edilen verilerin istatistiksel analizlerinde, SPSS 22.0 (Statistical Packages for Socia Sciences; SPSS Inc. Chicago, Illinois, USA) programı kullanıldı. Tüm istatistiksel analizler için %95 güven aralığında p değeri<0,05 anlamlı kabul edildi. Bulgular: Hasta ve kontrol grubunu sırasıyla 20 (%45), 20 (%50) kadın cinsiyet oluşturdu. Hasta grubunun yaş ortalaması 65,45±13,68 yıl, kontrol grubunda 62,40±15,69 yıl bulundu. Tenascin-C ile Atlanta, Ranson ve İmrie skorlama sistemleri ile elde edilen puanlar arasında istatistiksel anlamlı ve pozitif yönde farklılık saptanmış olup korelasyon katsayısına göre orta düzeyde ilişkili saptanmasına rağmen Prokalsitonin ile yapılan analizde istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı. Tenascin-C düzeylerinin Atlanta skorlama sistemine göre şiddetli pankreatiti tahmin etmede sensitivitesi %76,5, spesifisitesi %77,8 olarak bulunmuştur. Prokalsitonin için sensitivite %68,8, spesifisite %41,7 idi. Tenascin-C ile Atlanta skorlama sistemi arasında şiddetli pankreatiti tayin etmede istatistiksel olarak anlamlı farklılık mevcuttu. Hastanede ≥4 gün yatışı olan hastaları predikte etmede Tenascin-C'nin sensitivitesi %53,3, spesifisitesi %42,9, Prokalsitonin için sensitivite %66,7, spesifisite %38,5, WBC için sensitivite %80, spesifisite %64,3, CRP için sensitivite %53,3, spesifisite %50, ESR için sensitivite %69, spesifisite %63,6 olarak bulundu. Çalışmamızda uzamış yatış süresini tahmin etmede sensitivitesi ve spesifisitesi en yüksek inflamatuvar belirteç WBC olarak görüldü. Sonuç: Akut pankreatit hastalarının klinik seyrinde Tenascin-C ve Prokalsitonin moleküllerinin önemini incelediğimiz çalışmamızda Tenascin-C'nin birden fazla skorlama sistemi ve bazı inflamatuvar belirteçler ile benzer şekilde pankreatit seyri ile ilgili bilgiler verdiğini bulduk. Prokalsitonin ile ilgili literatürden farklı sonuçların bulunması bu molekül için daha sık ve fazla ölçüm gerektiği, ayrıca çalışmada orta-ağır hasta sayısının arttırılmasının uygun olacağını düşündürmüştür. Çalışmamızdaki bulguların akut pankreatit hastalarını takipte, prognozlarını tayin etmede önemli sonuçlar içerdiğini düşünmekteyiz. Buna rağmen özgünlüğü yüksek olan çalışmamızdaki bulguların uzun dönemde literatürde yer bulabilmesi için daha çok sayıda hasta içeren, çok merkezli, prospektif çalışmalar ile desteklenmesi gerekmektedir.