Durmaz M. G., Şentürk S.(Yürütücü), Sağlık R.
TÜBİTAK Projesi, 2209-A - Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destekleme Programı, 2024 - 2025
Özet
Küreselleşmenin yaşamımıza olumlu olduğu kadar olumsuz yönde etkileri de
bulunmaktadır. Bu olumsuz etkilerden biri olan çevre sorunları gerek bireysel
yaşamı gerekse de ekolojik çevreyi olumsuz yönde etkileyen büyük bir problem
haline gelmiştir. Bu nedenle günümüzde çevresel problemlere yönelik daha
bilinçli olma ve duyarlı davranma eğilimi artış göstermektedir. Bu duyarlılığın
bir göstergesi de çevre bilinçli tüketim eğilimidir. Çevre bilinci, bireyin
çevreye yönelik oluşan tehditlerin farkında olarak, bu tehditleri ortadan
kaldırmaya yönelik çözümler bulma çabasıdır (Diksaç, 2019: 44). Çevre bilinçli
tüketim kavramı ilk olarak 1996 yılında Roberts tarafından kullanılmıştır.
Çevre bilinci ile eyleme geçen tüketicilerin tüketim ve satın alma kararları
çevreye karşı sorumluluk çerçevesinde gelişim göstermektedir. Çevre bilinçli
tüketiciler sürdürülebilir kaynak kullanımını savunmaktadır. Çevre bilinçli
tüketiciler bir ürün satın alırken üretim koşulları, ürünün içeriği, ambalajı,
kullanımı ve ürün kullanımının ardından çevreye olan etkileri hakkında bilgi
edinerek buna göre karar verme eğilimi göstermektedirler (Buğday, 2015: 72-73).
Bireyin çevreye yönelik sergilediği eylemler ve çevreye yönelik hisleri,
bireyin çevreye duyarlı davranışlarını yansıtmaktadır (Kurtuluş vd., 2019:
109). Çevreye yönelik artan bilincin yeşil satın alma davranışını teşvik etmesi
kaçınılmaz bir durumdur. Günümüzde tüketiciler artık satın alma esnasında
çevresel sorunları göz ardı edememektedir (Karaman, 2021: 157). Yeşil tüketimde
tüketiciler ürün veya hizmet satın alma kararında ürün veya hizmetin çevreye
olan etkisine dikkat etmektedir. Çevre bilincine sahip yeşil tüketiciler doğaya
zara vermeyen, fazla ambalaja sahip olmayan, üretim aşamasında canlılara zarar
vermeyen ürünleri satın almayı tercih etmektedir. Günümüzde tüketicilerin
çevreye duyarlı satın alma davranışlarının artış göstermesinin somut kanıtı,
çevre dostu ürün satın almak için daha fazla para ödemeyi göze alan bireylerin
sayısının artmasıdır (Biner, 2014: 79). Tüketicilerin satın alma güçlerini
kullanarak çevresel problemlerin çözümüne katkı sunabileceği ve çevresel
uygulamalara yön verebileceği düşünülmektedir. Tüketicilerin yeşil satın alma
davranışlarına yön veren teşvik edicileri belirlemek bu açıdan önem taşımaktadır
(Tanrıkulu, 2015: 122). Bu teşvik edicilerden biri olarak yeşil reklamların yeşil
satın alma davranışında rol üstleneceği düşünülmektedir. Çevresel bilince sahip
olan tüketicileri yeşil reklamlara karşı duyarlı olması beklenmektedir. Yeşil
reklam, reklama konu olan ürün veya hizmetin içeriğinde ve üretim aşamasında
yeşil uygulamalara yer verildiğini iddia eden reklamlar olarak tanımlanmıştır (Akdeniz
ve Koçer, 2022: 15-16). Yeşil reklamların 1990’lı yıllarda öneminin artmasıyla
müşterilerin yeşil ürün, yeşil etiket ve yeşil pazarlama talepleri kurumlara
yönelik yeni talepler oluşmasına katkı sağlamıştır. Yeşil reklamlar yardımıyla
çevrede, müşterilerde çevre dostu bir ürün ve çevre dostu bir kurum imajı
oluşturulması imkan dahilindedir. Çevresel sorunlara karşı çözüm önerileri
getirildiği yönünde bilgiler verilen yeşil reklamlardaki ifadelerin net ve
tutarlı olması da önem taşımaktadır (Boran ve Taşkın, 2022: 146-147). Çevre
sorunlarına yönelik yüksek tüketici bilincinin işletmeleri “yeşil” stratejiler
geliştirme ve benimsemeye yönlendirmiştir (Çavuşoğulu, 2021: 1358). Araştırmada
günümüzün en önemli sorunlarından biri olan çevre sorunlarına karşı oluşan
çevre bilincinin tüketim aşamasında yeşil satın alma davranışını nasıl etkilediğinin
ortaya çıkarılması önem taşımaktadır. Aynı zamanda günümüzdeki görsel efekti
yüksek olan ve izleyiciyi etkileme gücü bulunan reklamların “yeşil reklam”
çerçevesine bürünerek çevre bilinci beslemesi ve yeşil satın alma davranışına
önemli bir teşvik edici rol üstlenmesi beklenmektedir.