Ultraviyole-A ve B Işınları ile Oluşturulan Cilt Hasarında miRNA-330-3p’nin Etkinliğinin Araştırılması


Aydeğer C. (Yürütücü), Eroğlu H. A., Savaş Ş., Aykora D., Yavuz B.

TÜSEB A Grubu Acil AR-GE Projesi, 2024 - 2025

  • Proje Türü: TÜSEB A Grubu Acil AR-GE Projesi
  • Başlama Tarihi: Nisan 2024
  • Bitiş Tarihi: Nisan 2025

Proje Özeti

Temel kaynağının güneş olması nedeniyle bütün insanlar Ultraviyole (UV) radyasyona maruz kalmaktadır. Yapılan araştırmalarla UV radyasyonun D vitamini sentezlenmesinde olduğu gibi sağlığa yararlı etkilerine rağmen DNA hasarı ve oksidatif streste artış gibi zararlı etkilerinin de olduğu ortaya konmuştur. Hatta bu zararlı etkilerin akut maruziyet sonucunda bile açığa çıktığı belirlenmiştir. Günümüzde gelişen teknoloji ve sanayiye bağlı olarak UV radyasyonun tutulmasında görev alan ozon tabakasında incelmeler meydana gelmekte ve buna bağlı olarak atmosferde UV radyasyonun tutulumu azalmaktadır. Dolayısıyla insanların UV radyasyona maruziyetinde artış gerçekleşmektedir. İnsanlar bu zararlı etkilerin azaltılması amacıyla şapka, gözlük gibi koruyucu bariyerler, güneş kremleri ve çeşitli antioksidanların kullanımına yönelmişlerdir. Ancak bütün bu ürünler sürekli maruz kaldığımız UV radyasyonun etkisini için her zaman yeterli gelmemektedir (Farris ve Valacchi, 2022). Haywood vd. (2003) yaptığı bir çalışmada UV-A korumasını öne süren güneş koruyucularının UV-A kaynaklı ROS oluşumunu yalnızca %55 oranında azalttığını ortaya koymuştur (Haywood vd., 2003). Her ne kadar koruma sağlıyor olsalar da bu kremler genellikle yaz mevsimlerinde kullanılmakta olup diğer mevsimlerde kullanımının yaygın olmadığı da bilinmektedir. Antioksidan kremler ise genellikle kozmetik olarak kullanılarak güzel cilt görüntüsünü amaçlamaktadır (Farris ve Valacchi, 2022). Ayrıca bu koruma faktörlerine rağmen güneş maruziyeti sonrasında kişiler yanık durumlarında tedavi edilmektedir. Bu durumda kullanılan tedaviler irritasyonu, ödemi ve ağrıyı azaltmaya yöneliktir (Clark vd., 2021). Özetle günlük ve kullanımı yaygın ayrıca UV ışınlara karşı koruyucu ve/ya tedavi edici medikal bir ürün mevcut değildir. Bu nedenlerle çalışmamızın amacı güneş ışığından kaynaklanan UV radyasyonun zararlı etkilerini engellemeye veya azaltmaya yönelik miRNA-330-3p içeren pomat geliştirilmesi ve bunun in vivo etkilerinin belirlenmesidir. Bu amaç doğrultusunda öncelikle miRNA-330-3p’ün LipofectaminTM 2000 ile enkapsülasyonu sağlanacak ve pluronik jel kullanılarak pomat haline getirilecektir. Ardından 42 adet Wistar albino cinsi erkek sıçan her grupta 7 adet (n=7) olmak üzere 6 farklı gruba ayrılacaktır (Kontrol, Plu, Plu+UV, UV+Plu, Pomat+UV, UV+Pomat). Bu gruplardaki sıçanlar 30 gün süresince UV radyasyona maruz bırakılacaktır. Çalışmanın 31. gününde sıçanlar anestezi altına alınarak uygulama alanları makroskobik değerlendirme için fotoğraflanacaktır. Ardından tam kat deri dokuları alınarak mikroskobik değerlendirmeye tabi tutulacaktır. Hematoksilen-eozin boyama ile epidermisteki yanık formasyonu, lökosit infiltrasyonu değerlendirilecektir. Masson Trikrom boyama ile kolajen dejenerasyonu değerlendirilecektir. TUNEL yöntemi kullanılarak deri dokularındaki apoptotik hücreler belirlenerek apoptotik indeks (AI) hesaplanacaktır.  Son olarak dokudaki oksidan ve antioksidan etkiyi ortaya koymak amacıyla doku kesitleri 8-OHdG ve Nrf2 antikorları ile immünohistokimyasal olarak boyanacaktır. Böylece geliştirilen miRNA-330-3p içeren pomadın UV-A ve UV-B ışınlarının deride oluşturduğu hasara karşı tedavi edici veya koruyucu olarak gösterdiği etkiler değerlendirilecektir.