Elektroaktif tiyofen köprülü metal organik kafes yapıların sentezi


Sanır M.(Yürütücü), Altınışık S.

TÜBİTAK Projesi, 2022 - 2024

  • Proje Türü: TÜBİTAK Projesi
  • Başlama Tarihi: Temmuz 2022
  • Bitiş Tarihi: Temmuz 2024

Proje Özeti

Günümüzde fosil yakıtlar ana enerji kaynağı olarak kullanılsa da gün geçtikçe yenilenebilir enerji kaynaklarının tüketimdeki payı artmaktadır. Yenilenebilir enerji sistemlerine geçişte güneş ve rüzgar iki temel ana kaynak olarak öne çıkmaktadır. Özellikle güneş direkt ya da dolaylı yoldan tüm enerjilerin temel kaynağıdır. Güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının en büyük problemi kesikli olması ve sürdürülebilirlik açısından bir depolama sistemine ihtiyaç duymasıdır. Bu noktada özellikle güneşten üretilen elektriğin suyun hidrolizinde kullanılarak hidrojene dönüştürülmesi ve oluşan hidrojenin metal organik kafes yapılarda (MOF) depolanması önemli bir çözüm olarak öne çıkmaktadır. Ayrıca MOF yapılar yakıt pilleri, sensör uygulamaları, arıtma sistemleri ve süper kapasitörler gibi önemli teknolojik alanlarda kendilerine uygulama alanı bulabilmiştir. Son zamanlarda yapısında elektroaktif gruplar bulunduran MOF bileşenlerinin birçok teknolojide önemli olabileceği düşünülmektedir. MOF yapıların belirtilen bu uygulamalarda kullanılmasını sağlayan en önemli özellikleri sahip oldukları gözenekli, değiştirilebilir ligand yapısı ve kararlılıklarıdır. Bununla birlikte çoğu MOF yapısı, serbest yük taşıyıcılarının olmaması ve yük transferi için düşük enerji bariyerlerinin olmaması nedeniyle yalıtkan durumdadır. Literatürdeki birçok çalışma farklı uygulamalar için kullanılabilecek farklı yapıda MOF yapılarının iletkenlik özellikleri üzerine yoğunlaşmıştır. Çünkü bu yalıtkan özellik uygulamalarını büyük ölçüde sınırlamaktadır. Önerilen projede tiyofen elektroaktif köprü içeren TDC-MOF yapılarının üç farklı metal ile hazırlanması ve karakterize edilmesi hedeflenmiştir. Büyük yarıçaplı kükürt atomunun yalnız çift elektronlarının heterosiklik halka içinde kolayca delokalize edilebileceği ve sonuçta ortaya çıkan moleküler paketlemedeki yük transfer etkileşimlerini kolaylaştırması nedeniyle bu yapıların sentezine karar verilmiştir. Elde edilen TDC-MOF’un yapısı öncelikle Gaussian G09 ile modellenerek yapıya eklenen metalin türüne göre kristal yapısı karakterize edilecektir. Yapısal karakterizasyon için FT-IR ve XRD tekniklerinin yanı sıra SEM ve TEM analizleri ile yüzey morfolojileri belirlenecektir. Bunun yanında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Bilim Teknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezinde bulunan SEM ve TEM cihazlarında bulunan EDX modülleri sayesinde elde edilen TDC-MOF’ların yapısında bulunan element yüzdeleri belirlenebilecektir. TDC-MOF’un termal özellikleri DSC ve TGA analizleri ile belirlendikten sonra en son olarak MOF yapılarının uygulamaları için büyük önem taşıyan yüzey alanı BET adsorpsiyon izoterm analizleri ile belirlenecektir. Son olarak TDC-MOF’ların yapısında elektroaktif tiyofen grupları bulunması sayesinde yarı-iletken özellik göstermesi beklenmektedir. Farklı metal atomlarına sahip TDCMOF’ların sıkıştırılıp pelet şeklinde hazırlanması ile yüzeyden 4 dört nokta prob yöntemi ile elektronik iletkenlikleri belirlenecektir. İlgili çalışma literatürdeki MOF yapılar için yeni bir malzeme olup projeden elde edilecek bilimsel çıktıların SCI kapsamındaki yüksek etki faktörlü bir dergide makale olarak yayımlanması olasılığı çok yüksektir.