Akademik Veri Yönetim Sistemi
İrkin L. C. (Yürütücü), Yayıntaş Ö., Öztürk Ş., Özdemir İ.
Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2020 - 2021
lgler genel olarak tatlı sular (göl, gölcük, akarsu, bataklık) ve denizlerde yaşarlar. Bununla birlikte, sıcak kaynak sularında, kar ve buzda, toprak üstünde ve altında ve nemli iklimlerde ağaçlar üzerinde yaşayan alg türleri de vardır. Algler su ortamında primer üretici canlılardır ve besin zincirinin önemli bir parçasını oluştururlar (1).
Çalışmamızda Ulva rigida türünün antioksidan, antiapoptotik ve antifibrotik özelliğinin karaciğerde etkinliğini ortaya çıkarmayı amaçladık.
Ulva rigida ekstraktının rat karaciğer dokusu üzerindeki fibrotik, enflamatuar, apoptotik ve doku rejenerasyonu için doku homeostazına etkisinin olduğunu gösteren kaynaklara rastlanılmamıştır. Çalışmamızda üç hafta boyunca haftada üç kere 1,5 mg/kg kadmiyum klorür subkutan enjekte edeceğimiz deneklere eş zamanlı 50mg/kg ve 100 mg/kg dozlarda alg gavaj yoluyla verilecektir. Üç hafta sonunda karaciğer dokusunda meydana gelen değişiklikler histopatolojik olarak değerlendirilecektir. Deney süresi sonunda sıçanlardan alınan karaciğer dokuları rutin histopatolojik işlemlerden geçirildikten sonra histokimyasal olarak üçlü boyama olan Masson Trikrom boyaması ile fibrozis, tümör nekrozis faktör- alfa (TNF-α) ile inflamasyon ve immün yanıt, TUNEL (Terminal deoxynucleotidyl transferase dUTP nick end labeling) ile apoptotik sürecin değerlendirilmesi yapılacaktır. Boyanan doku örnekleri araştırma mikroskobunda görüntü analiz sistemi ile değerlendirilecek ve gruplar arasındaki farklılıkların istatistiksel olarak tespit edilebilmesi için nonparametrik testlerden SPSS-One way ANNOVA, Kruskal wallis testi ile nonparametrik olarak sonuçlar değerlendirilecektir.
Farklı dozlarda alg verilerek, doza bağlı karaciğer dokusu üzerindeki etkilerinin tespit edilmesi, Ulva rigida ekstraktının ilaç sanayiinde kullanılabilir olup olmadığını da ortaya koyacaktır. Araştırmamızın sonucunda karayosunu ekstraktının, sıçan karaciğer dokusu üzerindeki terapötik etkileri ortaya çıkarılacaktır.
Çalışma sonuçlarımızın, medikal ilaçlara alternatif olarak kullanılan doğal bitkilerden elde edilen ekstraktlar ile olan araştırmalara yol gösterebileceği düşünülmektedir.