Jeotermal Sistemlerdeki Aktif Tektonik Kaynaklı Bazı Hidrojeokimyasal Değişiklikler: Muğla Bölgesi Örneği


Creative Commons License

Ateş Ö., Özden S.

Euroasia Journal of Mathematics, Engineering, Natural & Medical Sciences, cilt.8, sa.14, ss.1-14, 2021 (Hakemli Dergi)

Özet

Çalışma alanı GB Anadolu’da Muğla ili sınırları içerisinde yer alır. Türkiye Diri Fay Haritası’nda aktif fay olarak gösterilen yaklaşık KB-GD uzanımlı Karaova-Milas ve Muğla-Yatağan Fay Zonları ile Gökova Körfezi’ni güneyden sınırlayan yaklaşık D-B uzanımlı Ula-Ören Fay Zonu bölgenin en önemli aktif faylarıdır. Bu fayların yanı sıra alanda pek çok aktif tektonik unsurun da olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte çalışma alanı ve çevresinde aletsel dönemde (1900-2019) magnitüdü M=4.0 den büyük yaklaşık 450 adet depremin meydana geldiği ve aktivitenin halen devam etmektedir. Ayrıca bölgede 1926 yılında bir adet Mw=7.7, 1933 yılında bir adet Mw=6.4, 1941 yılında iki adet Mw=6.0, 1961 yılında bir adet Mw=6.3 ve 21 Temmuz 2017 tarihinde Mw=6.6 büyüklüğünde depremler meydana gelmiştir. Jeotermal sistemler açısından da oldukça zengin olan alanda ve çevresinde kalan bölgede birçok jeotermal alan -Yatağan (Bozüyük), Bodrum (Karaada), Datça (Ilıca, Gölbaşı), Köyceğiz (Sultaniye), Dalyan (Delibey Girmesi, Rızaçavuş Girmesi, Gelgirme), Sarıgerme (Çürükardı) ve Fethiye (Gebeler)- bulunmaktadır. Bu jeotermal alanların çoğu da aktif fay zonları üzerinde bulunmaktadır. Bu jeotermal alanlarda belirlenen sıcak su kaynaklarından (Savran-Milas, Bozüyük-Yatağan, Sultaniye-Köyceğiz ve Kapukargın-Dalaman) yaklaşık üç yıl süren bir izleme (monitoring) çalışması (yerinde ölçüm ve su örneklemesi) yapılarak, çalışma alanındaki jeotermal kaynaklar ile aktif fayların ilişkisi ortaya çıkarılarak bu yüksek deprem aktivitesi ile ilişkilendirilmeye çalışılmıştır. Çalışma alanında Muğla ili civarında 22 Kasım 2017 tarihinde Mw=5.0 ve 25 Kasım 2017 tarihinde Mw=5.3 büyüklüğünde iki adet deprem meydana gelmiştir. Özellikle Ekim 2017 ve Aralık 2017 örnekleme dönemlerinde alınan suların kimyasal analiz sonuçlarına bakıldığında bazı değerlerin bu depremlerden etkilendiği gözlenmiştir.