20. Yüzyıl Başlarında Batı Resminde Doğa


Creative Commons License

Germeç U.

Ulakbilge Sosyal Bilimler Dergisi, cilt.7, sa.32, ss.85-105, 2019 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 7 Sayı: 32
  • Basım Tarihi: 2019
  • Dergi Adı: Ulakbilge Sosyal Bilimler Dergisi
  • Sayfa Sayıları: ss.85-105
  • Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Doğanın sanatsal ve estetiksel olarak belirlenişi her toplumda yaşama olanaklarıyla, (ileri toplumların sanatında baskın olan toplumsal grubun, sınıfın çıkarlarıyla) bağımlı ve koşullanmıştır. Doğanın güzelliğinde, ideal olanla gerçek olanın ilişkisi kültür tarihi boyunca bu bağlamda bir özellik gösterir.

Doğayı konu edinen resimler 17. yüzyılda Hollanda’da, Ruysdael, Hobbema ve Van Goyen’lerin yaptıkları özerk peyzajlar dışında, Turner ve Constable’a kadar genel olarak İngiliz ve Fransız toprak sahiplerimin mülk tutkularıyla desteklenmiştir. Poussin ve Lorrain’in peyzajlarının estetik bağlamını feodal soyluların mülk tutkusu belirlemiştir. Turner’ın doğadaki durumları kendi içini anlatmaya yönelik fırçasıyla araştırması Batı sanatının 20. Yüzyılda ortaya çıkan sanat akımlarına dayanak oluşturmuştur. Doğalcı' ların sanayi kentlerine karşı düşünsel bir duruş göstermesi ve İzlenimcilerin plastik açıdan öznelliği besleyen yordamı sanatçı kişiliği önemli kılmıştır. Doğa ve insan bütününün sanayileşmeyle gelen, kırıma ve sömürüye karşıtlığı her sanat akımı üzerinde belirleyici olmuştur. Gauguin’in doğaya kaçışında etken olan bu düşüncedir. 

Biri Romantik ve Ekspresyonist, diğeri klasik ve uyumlu iki yaklaşımla Avrupa sanatı 20. Yüzyıla girmiştir. Fransa’da Fov’lar ve Almanya’da Die Brucke üyeleri, 19. yüzyılın son dönemlerinde etkin olan sanat anlayışının, dışavurumcu ve duygu yüklü formlarını kaynak edinmişlerdir.

Anahtar Kelimeler: Doğa, Peyzaj, Romantizm, Doğalcılık, Ekspresyonist

Artistic and aesthetical determination of nature have been closely related and conditioned by the living conditions (in the advantage of the dominant class/societal group in the art of the advanced societies) in every society. The relationship between the ideal and the real in the beauty of nature presents a significance in this context through the cultural history.

Apart from the autonomous landscapes by Ruysdael, Hobbema, and Van Goyen in Holland in the 17th century, paintings that feature nature – from Turner to Constable - have been supported with the property indulgence of the British and French land owners. The aesthetic context of Poussin and Lorrain’s landscapes has been determined by the property indulgence of the feudal nobles. Turner’s attempt to narrate his inner by painting the conditions in nature served as a foundation for the Western art movements that occurred in the 20th century. The fact that Naturalists presented an ideological stand against industrial cities and Impressionists’ technique that fed subjectivity on plastic terms made the identity of the artist significant. Integration of the nature and human, which is a stand against the slaughter and exploitation brought about by industrialization, has been determinant on every art movement. This ideology was significant for Gauguin to escape to nature.

European art entered 20th century with two approaches; one being Romantic and Expressionist, the other Classicist and coherent. Fauvs in France and Die Brücke members in Germany found their foundation in the expressionist and emotional forms of the sense of art that was influential during the fin de siècle.

Keywords: Nature, Landscape, Romance, Naturalism, Expressionist