Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, vol.12, no.1, pp.232-254, 2019 (Peer-Reviewed Journal)
Being biologically male and female is the basic determinant of the continuity of society and them give unchanging dominant roles such as parents. Based on these roles, different roles and responsibilities have been given to nowadays from past. Attributed roles and responsibilities vary according to the technological and scientific devepolments of the societies, the geographical conditions they live in, the belief systems that have an important influence on the formation of the cultural structure, and the educational arrangements of the individuals. The roles attributed to genders from the other side are being continued to be produced by being reconstructed in a structure compatible with the same basic principles within each society. But the roles and responsibilities attributed to genders parallel to the societal development status tend towards similarities from differences and equality from inequality. Genders roles and responsibilities are taught and conveyed by family, educational institutions and today’s mass media have a strong influence. Roles and responsibilities, it is important that the speechec in the program contents of the television, which is an adventure of the mass media, are also written. While in the current study, data from the marriage programs broadcast on three different national TV channels were obtained. Throught the discourse in the contents of the marriage programs designated, it is aimed to determine whether the roles and responsibilities attributed to genders are equal or similar and using Van Dijk’s method of critical discourse analysis, discourse that is appropriate for the purpose of the study has been analyzed. As a result, it has been determined that gender roles and responsibilities conveyed through the discourses examined are not given equal and similar roles to men and women.
Biyolojik olarak kadın ve erkek olmak toplumun devamlılığını sağlamada temel belirleyi-cidir ve onlara anne, baba gibi başat ve değişmeyen roller vermektedir. Bu rollere dayan-dırılarak geçmişten günümüze farklı roller ve sorumluluklar da verilmiştir. Atfedilen roller ve sorumluluklar toplumların, teknolojik ve bilimsel gelişmelerine, yaşadıkları coğ-rafi şartlara, kültürel yapısını oluşturmada önemli bir etkiye sahip olan inanç sistemleri-ne ve bireylerinin eğitim düzeylerine göre değişkenlik göstermektedir. Diğer taraftan cinsiyetlere atfedilen roller yine her toplumun içindeki aynı temel prensiplerle uyumlu bir yapıda yeniden kurgulanarak üretilmeye devam ettirilmektedir. Fakat toplumların gelişmişlik durumuna paralel cinsiyetlere atfedilen roller ve sorumluluklar eşitsizlikten eşitliliğe veya farklılıklardan benzerliklere doğru eğilim göstermektedir. Cinsiyet rolleri-nin ve sorumluluklarının öğretilmesinde ve aktarılmasında aile, eğitim kurumları ve günümüzde kitle iletişim araçları güçlü bir etkiye sahiptir. Rolleri ve sorumlulukları aktarma gücü dikkate alınarak kitle iletişim araçlarının bir mecrası olan televizyonun da, hazırlanan program içeriklerinde geçen söylemleri, önemlidir. Bu çalışmanın verileriulu-sal yayın yapan üç farklı TV kanalında yayınlanan evlilik programlarından elde edilmiş-tir. Belirlenen evlilik programlarının içeriklerinde geçen söylemler aracılığıyla, cinsiyetle-re atfedilen roller ve sorumlulukların eşit veya benzer olmasını saptamak amaçlanmıştır ve Van Dijk’ın eleştirel söylem analizi yöntemi kullanılarak, çalışmanın amacına uygun bulunan söylemler analiz edilmiştir. Sonuç, incelenen söylemler aracılığıyla aktarılan toplumsal cinsiyet rolleri ve sorumluluklarında, kadın ve erkeğe eşit benzer roller veril-mediği tespit edilmiştir.