SYNTHESIS OF CLASSICAL AND JAZZ MUSICS: EXAMPLE OF THIRD STREAM


Aydoğdu A., Çokamay B.

3. International Antalya Scientific Research and Innovative Studies Congress, Antalya, Turkey, 13 - 14 February 2023, no.9, pp.309-324

  • Publication Type: Conference Paper / Full Text
  • City: Antalya
  • Country: Turkey
  • Page Numbers: pp.309-324
  • Çanakkale Onsekiz Mart University Affiliated: Yes

Abstract

Throughout history, musical genres have interacted for many different reasons and have become

related without departing from their musical foundations. Factors such as cultural structures,

migration, political factors, and educational partnership of artists are just a few of them. While

many attempts were made in this context, very few attempts were successful and led to a new

musical style. It is not possible to draw the boundaries of music, which is a subjective form of

expression about human beings. While each genre of music focuses on existing with the basic

structure it accepts as correct, the differences in approach between these genres provide a musical

richness. Composers of genres that are close in terms of harmony, rhythm and melody, which are

the main elements of music, have made an effort to present examples in this field. However, there

is still a need for resources that reveal the relationships of high culture art music structures such

as jazz and classical music with each other, as well as the interactions that guide their

development and change. In this study, it is aimed to provide the above-mentioned achievements.

In the scope of the research; It is based on the examination of the common harmonic, melodic

and rhythmic structure of classical and jazz music and details are included. While the content of

the processes of influence of the two genres from each other in the history of music is mentioned,

the example of Third Stream is examined and explained. Third Stream is a term coined by

Gunther Schuller in the 1950s to describe the mixing of jazz and classical music elements in

favor of the creation of new (a third stream of music) music. Such musical experiences had been

around since the early twentieth century, when modernist composers such as Paul Hindemith,

Igor Stravinsky, and Darius Milhaud were fascinated by the new American music, and continued

to be discovered by musicians throughout the 1950s and 60s. In the study, while the Third Stream

period is examined in depth, Gunther Schuller will be given a wide place. Assuming that each

musical period has one or more pioneer artists, sources, methods and representative works have

been examined and it can be concluded that the leading name of the Third Stream period is

Gunther Schuller. Details such as musical approach, use of reference, paraphrase and musical

attribution, which relate two musical genres to each other, will be expressed. It is observed that

the connection between genres in the subject of musical performance is generally unsuccessful.

This study focuses on what the Third Stream period content is not, as well as showing the related

sides of classical music and jazz music. As a result of such elaboration, it was observed that the

two music genres were influenced by each other. Third Stream example can be said to exist as a

style by relating the basic elements of classical music and jazz music without disturbing it.

Tarih boyunca müzik türleri birçok farklı sebep ile etkileşim içerisinde bulunup, müzikal

temellerinden uzaklaşmadan birbirleriyle ilişkili hale gelmişlerdir. Kültürel yapılar, göç, siyasi

etkenler, sanatçıların eğitim ortaklığı gibi etkenler bunlardan yalnızca birkaçıdır. Bu kapsamda

birçok deneme gerçekleştirilirken çok az sayıda girişim başarılı olup yeni bir müzik tarzına yol

açmıştır. İnsana dair öznel bir anlatım biçimi olan müziğin, sınırlarını çizebilmek olası değildir.

Her müzik türü kendi içerisinde doğruluğunu kabul ettiği temel yapıyla var olmaya odaklanırken,

bu türler arasındaki yaklaşım farklılıkları müzikal bir zenginlik sağlamaktadır. Müziğin ana

öğeleri olan armoni, ritim ve melodi bakımından yakın olan türlerin bestecileri bu alanda örnekler

sunmak için çaba sarf etmişlerdir. Ne var ki caz ve klasik gibi sanat müziği türlerinin birbirleriyle

olan ilişkilerini, gelişimlerine ve aynı zamanda değişimlerine yön veren etkileşimlerini ortaya

koyan kaynaklara halen ihtiyaç olduğu düşünülmektedir. Bu araştırma kapsamında; klasik ve caz

müziğinin ortak armonik, melodik ve ritmik yapı birlikteliğinin incelenmesi temel alınmış olup

ayrıntılı bir anlatıya yer verilmiştir. İki türün müzik tarihi içerisinde birbirlerinden etkilenme

süreçlerinin içeriğine değinilirken Third Stream örneği irdelenerek açıklanmıştır. Third Stream,

1950'lerde Gunther Schuller tarafından caz ve klasik müzik öğelerinin yeni (üçüncü bir müzik

akışı) müzik yaratılması lehine karışımını tanımlamak için türetilen bir terimdir. Bu tür müzikal

deneyimler, Paul Hindemith, Igor Stravinsky ve Darius Milhaud gibi modernist bestecilerin

kendilerini yeni Amerikan müziğinin büyüsüne kaptırdıkları yirminci yüzyılın başlarından beri

yapılmış ve 1950'ler ve 60'lar boyunca müzisyenler tarafından keşfedilmeye devam edilmiştir..

Çalışmada Third Stream dönemi ayrıntılı bir şekilde incelenirken, Gunther Schuller’ e de geniş

bir yer verilecektir. Her müzik döneminin bir ya da birkaç öncü sanatçısının olduğu varsayımıyla,

kaynaklar, metotlar ve temsili yapıtlar incelenmiş olup Third Stream döneminin öncü isminin

Gunther Schuller olduğu sonucuna varılabilir. İki müzik türünü birbiriyle ilişkilendiren müzikal

yaklaşım, referans kullanımı, parafraz ve müzikal atıf gibi ayrıntılar ifade edilecektir. Müzik

icrası öznelinde türler arasındaki bağlantı genellikle başarısızlıkla sonuçlandığı

gözlemlenmektedir. Bu çalışma klasik müzik ve caz müziğinin ilintili taraflarını gösterdiği kadar

Third Stream türü içeriğinin ne olmadığına da odaklanmış, sonuç olarak tarihsel süreç içindeki

gelişimlerinin de incelenmesiyle caz müziği ve klasik müziklerinin birbirinden etkilendiği, aynı zamanda Third Stream türünün belirtilen iki müzik kolundan ayrı bir akım olduğu yargısına

varılmıştır.