Erken Ortaçağlarda Gelibolu Yarımadası'na Yapılan Türk Akınları


Creative Commons License

ERKOÇ H. İ., Gürses K.

Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi, cilt.4, sa.1, ss.246-274, 2019 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 4 Sayı: 1
  • Basım Tarihi: 2019
  • Dergi Adı: Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Other Indexes
  • Sayfa Sayıları: ss.246-274
  • Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Gelibolu Yarımadası, tarih boyunca pek çok istilaya ve mücadeleye tanık olmuştur. Bu bölgede askerî faaliyet gösterenler arasında Erken Ortaçağlarda çeşitli Türk Toplulukları da vardır. Roma-Bizans kaynaklarına göre Hunlar, Bulgarlar ve Kutrigurlar yarımadaya harekât düzenlemişlerdir. Hunlar, hükümdarları Attila’nın önderliğinde 447’de bölgeye ulaştıklarında, yarımadayı anakaradan gelecek istilalara karşı korumak için yapılan ama aynı yıl yaşanan depremde yıkılan Uzun Sur’u aşmışlardır. Attila, bu sefer sırasında yarımadada yeri bilinmeyen bir çarpışmada bir Doğu Roma ordusunu da yenmiştir. Uzun Sur’un 478’deki başka bir depremde tahrip olmasından yararlanan bir Bulgar grubu, 539’dan sonra yarımadaya girerek burayı yağmalamış, Çanakkale Boğazı’nı aşıp Anadolu yakasına geçmeyi bile başarmıştır. 559’daki Kutrigur akını ise başarısız olmuş ve Kutrigurlar, kısa bir süre önce yeniden inşa edilen Uzun Sur nedeniyle yarımadaya giremeden çekilmek zorunda kalmışlardır. 813’e gelindiğinde Bulgarlar, hükümdarları Kurum Han’ın komutasında yarımadaya yeniden girerek bölgedeki yerleşimleri yağmalamışlardır. Söz konusu askerî faaliyetler incelendiğinde, bunların daha büyük Balkan seferlerinin yalnızca birer harekâtı olduğu ve tek başına yarımadayı hedef alan müstakil seferler düzenlenmediği görülmektedir. Bu akınlardan söz eden kaynaklardan anlaşıldığı kadarıyla, Erken Ortaçağlarda yarımadaya saldıran Türk toplulukları buraları yalnızca geçici olarak istila etmişler ve ganimet elde ettikten sonra buraya yerleşmeyip ülkelerine dönmüşlerdir. Bu çalışmayla hem İslam-öncesi Türk Tarihi’ne hem de Çanakkale’nin ve Gelibolu Yarımadası’nın yerel tarihine katkıda bulunulması, bölge tarihinin İslam-öncesi Türklerle ilgili bir geçmişe de sahip olduğunun vurgulanması amaçlanmıştır. Çalışmada bölgedeki Türk akınlarıyla ilgili bilgi veren Roma-Bizans kaynakları tarafımızca gözden geçirilmiş, bu kayıtlardaki bilgiler ortaya çıkarılmış ve söz konusu bilgiler incelenmiştir.

Throughout history, the Gallipoli Peninsula has witnessed numerous invasions and conflicts. Among those that conducted military operations in this area were various Turkic peoples in the Early Middle Ages. According to Romano-Byzantine sources, the Huns, Bulgars and Kutrigurs launched operations into the peninsula. When the Huns reached the region under the leadership of their king Attila in 447, they managed to cross the Long Wall, a defensive structure built to protect the peninsula from attacks that would come from the mainland but destroyed in the same year because of an earthquake. Attila also defeated an Eastern Roman army in the peninsula during this campaign, at a location currently unknown. Taking advantage of the destruction of the Long Wall in another earthquake in 478, the Bulgars entered the peninsula after 539. Pillaging here, the Bulgars even managed to cross the Hellespont and reach the Asian side. However, the Kutrigur raid in 559 failed and because of the Long Wall that was rebuilt not long ago, the Kutrigurs had to withdraw without being able to enter the peninsula. In 813, the Bulgars entered the peninsula again under the command of their ruler Krum Khan and pillaged the settlements in the region. When these military operations are examined, it can be observed that they were just one of the numerous operations within larger Balkan campaigns, and individual campaigns targeting solely the peninsula were not conducted. As can be understood from the sources describing these raids, Turkic peoples that attacked the peninsula in the Early Middle Ages only temporarily invaded these lands and withdrew back to their homelands after acquiring plunder, without settling here. In this study, it is aimed to make contributions both to Pre-Islamic Turkic History as well as to the local history of Çanakkale and the Gallipoli Peninsula, emphasizing that the region’s history also possesses a past related with Pre-Islamic Turks. Using Romano-Byzantine sources describing Turkic raids into the region, we have revealed narratives in these records and examined them in this study.