SELCUK 13th INTERNATIONAL CONFERENCE ON APPLIED SCIENCES, Konya, Türkiye, 12 - 14 Aralık 2025, ss.532-542, (Tam Metin Bildiri)
Mimarlık disiplininde yapı yüzeyi, yalnızca bir kabuk ya da koruyucu katman olmanın yanında,
yapının kimliğini, karakterini ve kullanıcıyla kurduğu duygusal ilişkiyi belirleyen temel bir
tasarım alanıdır. Bu alanda seramik malzemenin kullanımı, tarihsel kökeni ve çağdaş üretim
teknolojilerine bakıldığında yüzey tasarımında güçlü bir ifade aracıdır. Seramik dokusal
çeşitliliği ve ışığı yönlendirme kapasitesiyle mimarlara hem estetik hem de anlamsal düzlemde
geniş bir tasarım repertuvarı sunmaktadır. Malzemenin modüler kuruluma elverişli yapısı, el
işçiliğine imkân veren üretim teknikleri, onu güncel mimarlıkta hem teknik hem kavramsal
açıdan yeniden tartışılır hâle getirmektedir. Bu çalışma, seramik yapı yüzeyi tasarımının bu çok
katmanlı niteliklerini, Atatürk Kültür Merkezi’nin Kırmızı Küre’si üzerinden değerlendirmeyi
amaçlamakta ve yüzeyin mimari ikonografi üretimindeki rolünü görünür kılmayı
hedeflemektedir.
Atatürk Kültür Merkezi’nin yeniden yapım sürecinde seramik malzeme ile kurgulanan Kırmızı
Küre, yapının iç mekân organizasyonunu tamamlayan bir öğe olarak konumlanmıştır. Bunun
yanında sembolik olarak da mekânsal bir simgeye dönüşmüştür. Seramik yüzeyin dokusal
zenginliği, ışıkla kurduğu değişken ilişki ve kırmızı rengin kültürel–duygusal çağrışımları, küre
formunun mekân içindeki konumlanışıyla birleşerek çok katmanlı bir ikonografik yapı
üretmektedir. Bu çalışma ile, seramik malzemenin yapı yüzeylerde tarihsel olarak üstlendiği
temsil işlevleri üzerinden Kırmızı Küre’nin el yapımı karolardan oluşan yüzey morfolojisi,
üretim teknikleri ile mekânsal algı arasındaki etkileşimini analiz etmek hedefiyle yapılmıştır.