Eve
Giden Yol
Ateş al al yanar ocakta,
Döşek serilidir damın altında
Ama yorulmadık daha
Köşeyi dönünce belki bir ağaç
Dimdik duran bir taş ya da
Kimse görmez bizden başka
...
Evimiz arkada, önümüzde dünya,
Yürüyecek
ne çok yol var daha
Yüzüklerin
Efendisi’nden alıntı
Odysseus, tıpkı çağının diğer
kahramanları gibi, savaşa, evinden uzağa düşmüştür. Ve yine diğer –epik-
kahramanlar gibi, genç yaşta, savaşarak, kahramana uygun biçimde ölmelidir; ancak
böyle kahramanlaşabilir. Oysa o, eve dönmek istemektedir. Ölümden her kaçışı,
eve giden yolu kapatan bir lanete dönüşür. Kurnazlığıyla atlattığı her tehlike,
yoluna çıkan tuzağı kurar. Eve giden yol, labirentleşir; savaşta geçen yılları,
yolda tekrarlar. Kimse yaşattığını, yaşamadan ölmez denir; Odysseus’un öyküsü
bunu anlatır.
Odysseus için evine dönmek, tanrısal
yazgı karşısında, kendi hayat amacıdır. “Çocukları ve bir ocağı gerektiren, tek
kelimeyle ailesel, toplumsal ve ekonomik dünyayı simgeleyen” ev, mekan olmanın
ötesinde, yaşamı kurma ve sürdürme arzusudur. Kurnaz Odysseus, daha en
başından, delilik numarasıyla evden ayrılmak istemezken –ki ilk lanet bu
deliliğin bozulmasına verdiği yanıttan gelecektir- aslında, yaşamayı dilemektedir.
Bir
karakterin, kahramana dönüşüm süreci ona yüklenen görev için yürüdüğü yolun
kendisinde sakladır; bu yol ister zihinsel, isterse mekansal olsun. Kahraman
yol boyunca çeşitli sınamalardan geçer, tercihlerde bulunur ve bedeller öder.
Aslında yolun kendisi, görevin kendisidir de. Böylece yolculuk tamamlanır ve eve dönmeye hak kazanılır. Odysseus’un yolculuğu gemiyle başlar, sürer, gider ve biter. Birçok kültürde gemi,
dünyalar arası geçişi sağlayan bir araçtır: Blinen dünyanın ötesine,
haritaların bittiği yerlere, öte dünyalara taşır yolcusunu. Öte yandan, ev gibi
yaşamı sürdürme gücü yoktur; olsa olsa bir eşiktir, evle ölüm arasında. Polyphemus’un
lanetiyle, Odysseus’un imkansızlaşmış yolu, araçsızlaştırılacaktır da:
“Babacığım,bunlar beni kör ettiler. Bunların
evlerine dönmesine izin verme. Eğer Odysseus denen adam bir şekilde evine
dönmeyi başarırsa gemilerdeki tüm adamları ölmüş olsun ve evine de başkasına
ait bir gemiyle tek başına dönsün.”
Zihne ne zaman düşse Odysseus’un ölüm ve
yaşamın bıçak sırtında süren yolculuğu, tam da bu nedenle yüreğe kadar ulaşır.
Yol kapanır, gemiler birer birer kaybedilir. Sonunda evine, yaşama döneceğini
bilsek de, ölüm hep ensemize nefesini üfler. Calvino’nun dediği gibi bize,
“yaşamın sürekliliği, ölümün kaçınılmazlığı”, yol boyunca anlatılır.
Elif KANCA