"Hellespont" kişisel seramik heykel sergisi, 21 Ocak-01 Mart 2014


Karagül M. F.

  • Etkinlik Alanı: Plastik Sanatlar
  • Etkinlik Türü: Kişisel Sergi
  • Gösterim: Özgün Tasarım
  • Ülke / Şehir Türkiye / İstanbul
  • Tarih: 01 Ocak 2014
  • Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu
  • Araştırma Alanı: Sosyal ve Beşeri Bilimler, Sanat, Plastik Sanatlar
  • Özet:

    Helle’nin dalgalarında rüzgar yüksekten eser,

    En fırtınalı gecedeki denizler misali…

    (George Gordon Byron, Abidos’un Gelini, 1813)


    Tarih çağları boyunca Anadolu kıyılarının farklı uygarlıklarca iskan edilerek, zengin bir kültür kompozisyonu oluşumuna kaynaklık ettiğini görmekteyiz. Uygarlıkların bu toprakları seçmesinde, Anadolu’nun barındırdığı zenginlikler en önemli etkenlerdendir. Akdeniz’den itibaren, Karadeniz’e dek gerçekleşen bu iskan kimi zaman kolonizasyon, kimi zaman da yağma ve yıkımla gerçekleşmiştir. Ege Denizi ile Karadeniz arasında bir köprü görevi oluşturan Propontis ise boğazları ve konumu ile oldukça stratejik ve jeopolitik bir önem arz etmiştir. Dolayısıyla bu topraklar hep farklı güçlerce elde edilmek istenmiştir. Troia savaşı ile başlayan batının doğuyu ele geçirme çabaları Anadolu’yu elde tutma zorunluluğu doğurmuş, Haçlı savaşları ile devam eden bu çabalar, Çanakkale savaşları ile yakın tarihte kültürümüz için önemli bir dönüm noktası oluşturmuştur.

    Tarihte yaşanan bu sürecin önemli bir kısmına Çanakkale kıyıları ve boğazı tanıklık etmiştir. Olaylar mitoloji ile kaynaşarak antik çağlarda başlar. Var olan temalar farklı yaratıcılar tarafından farklı biçimlerde kurgulanarak eserlere dönüştürülmüştür. Hera ile Leandros, İlyada ve Aeneas, Argonatların seferi gibi ilk akla gelebilecek mitolojik öyküler hep bu kıyılarda doğmuş ve pek çok esere kaynaklık etmiştir. Serginin temel fikrini en iyi şekilde yansıtacağı düşünülerek Çanakkale Boğazı’nın isimlerinden biri olan “Hellespont” kelimesi, sergi adı olarak bu paralelde belirlenmiştir. Helle’nin Denizi anlamında kullanılan bu kelimenin kökeninde, Hellespont deniz tanrıçası Helle yer almaktadır. Pek çok uygarlık, hayali ya da gerçek pek çok kahramanın adının geçtiği bu bölge, bünyesinde barındırdığı değerler açısından da önemlidir. Geçmişe baktığımızda, günümüzdeki pek çok uygulamanın izlerini bu bölgede görebilmekteyiz. Hellespont ve yakın çevresi de bu değerler adına büyük bir zenginlik barındırdığından, sergide yer alan uygulamalar, bu verilerden esinlenerek üretilmiş bir seçki olarak değerlendirilmişlerdir. Antik kentlerin varlığı ve bunların mimarisi, plastik şekillendirme için başlangıç oluşturmuştur. Özellikle megaron planlı yapıların, mimarlık ve uygarlık tarihi için önemi, seramik heykellerde kişisel yorumlarla ele alınmaya çalışılmıştır. Depolar, kutsal alanlar, mezar yapıları, kuleler, işlikler, yıkıntılar, üst üste tabakalaşmalar sütrüktürel bir anlayışta ele alınmıştır. Mimari görünümlerin yanı sıra deniz ve denizcilikle bağlantılı olarak gemi ve balık temaları ile heykeller zenginleştirilmiştir.

    Plaka parçalarının birbirlerine monte edilmesiyle parçadan bütüne ulaşma anlayışı doğrultusunda şekillendirilen heykellerin genelinde biçim, doku ile bütünleştirilerek şekillendirilmiştir. Yalın ve dokulu yüzeylerin zıtlığı, monotonluğu yok etmeye ve dokunun yüzeylerde oluşturduğu yıpranmışlık hissi ile, yüzeylerde uygulanan patina zamanın izlerini izleyiciye yansıtmaya çalışır. Gotik etkili masif yapılar kimi zaman boşluklarla hafifletilmiş kimi zaman da yine bu boşluklarda merak oluşturan karanlık alanlara dönüşmüştür. Bu alanların içindeki strüktürel yapı ön plana çıkarılmadan hem heykelin yapısına hem de tasarımına ait bir unsur olarak ele alınmıştır. Heykeller temelde porselen ve gre malzemeden şekillendirilmişlerdir. Teknik gereklilik nedeniyle pişirimleri 1230 °C de gerçekleştirilirken, bir kısmı ise daha düşük dereceli çamurdan 1040-1100 °C aralığında pişirilmişlerdir. Kimi heykeller ise porselenin saf ve çekici güzelliğinden yaralanmak için patina veya sır kullanmadan doğal halleri ile bırakılmıştır. Bazı heykellerde en az düzeyde kullanılan yabancı malzemenin form ile uyum içerisinde olmasına çalışılmıştır.