SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA YOLUNDA KARBON AYAK İZİ: KARBONSUZ KALKINMA MÜMKÜN MÜ?


Creative Commons License

Kurt S., Akarsu Y.

12th INTERNATIONAL MODERN SCIENCES CONGRESS , Bangkok, Tayland, 24 - 31 Temmuz 2025, cilt.1, ss.154-162, (Tam Metin Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Cilt numarası: 1
  • Basıldığı Şehir: Bangkok
  • Basıldığı Ülke: Tayland
  • Sayfa Sayıları: ss.154-162
  • Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu
  • Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Günümüzde sürdürülebilir kalkınma hedefleri kapsamında çevresel sürdürülebilirlik, ekonomik büyüme politikaları ile ele alınması gereken önemli bir konu haline gelmiştir. Ekonomik faaliyetler için gereken enerji, yoğun karbondioksit yayan fosil bazlı kaynaklardan elde edilir. Günümüz dünyasında, karbon emisyonları, enerji tüketimi ve ekonomik büyüme, enerji ve karbon emisyonları arasında bir denge kurarak büyümeye devam etmek isteyen tüm ülkeler için ilgi çekici bir konudur. Sanayileşme, kentleşme ve artan enerji talebi, küresel ölçekte karbon emisyonlarının yükselmesine neden olarak çevresel risklerini artırmaktadır. Enerji kaynaklarının aşırı tüketimi ve büyük miktarda karbondioksit emisyonu küresel karbon dengesini bozmuş, sera etkisini ağırlaştırmış, küresel ısınmayı hızlandırmış, çevre kirliliğinde artışa neden olmuş ve ekonomik büyümeyi ve işletme verimliliğini etkilemiştir. Bu bağlamda, karbon ayak izi, bireylerin ve ülkelerin ekonomik faaliyetleri sonucunda atmosfere salınan sera gazı miktarını ölçen önemli bir göstergedir. Karbondioksit tüketimi ise enerji üretimi, sanayi faaliyetleri ve ulaşım gibi sektörlerden kaynaklanan emisyonları içermekte olup, ekonomik kalkınma ile doğrudan ilişkilidir. Bu çalışmada, 1991–2021 dönemine ait yüksek gelirli 52 ülke için karbon emisyonu, enerji tüketimi ve ekonomik kalkınma arasındaki uzun dönemli ilişkiler panel veri analizleri aracılığıyla incelenmiştir. Kullanılan değişkenler arasında alternatif ve nükleer enerji kullanımı, enerji yoğunluğu, yenilenebilir enerji oranı, enerji kullanımı başına GSYİH ve üretimde karbon yoğunluğu gibi göstergeler yer almaktadır. Analiz sonuçları, yenilenebilir enerji kullanımı, alternatif enerji kaynaklarının yaygınlaşması ve enerji verimliliğinin ekonomik büyümeyi desteklediğini, üretimde karbon yoğunluğunun artmasının ise büyümeyi olumsuz etkilediğini göstermektedir. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için enerji politikalarının fosil yakıtlardan yenilenebilir ve düşük karbonlu kaynaklara yönelmesi, enerji verimliliğini artıracak yapısal reformların hayata geçirilmesi bu çalışmadan çıkarılacak bir politika önerisi olarak sunulabilir.