A Critical Approach to Theoretical and Practical Consequences of Crimes and Penalties Specific to Political Parties Law


Güler F.

AKDENİZ ZİRVESİ 4. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ, Girne, Cyprus (Kktc), 24 - 25 April 2021, pp.273-279

  • Publication Type: Conference Paper / Full Text
  • City: Girne
  • Country: Cyprus (Kktc)
  • Page Numbers: pp.273-279
  • Çanakkale Onsekiz Mart University Affiliated: Yes

Abstract

In the seventh part of the Law on Political Parties No. 2820, some crimes specific to the law of political parties have been regulated and light imprisonment and light fines are stipulated for some of these crimes. Light imprisonment and light fines were turned into judicial fines in 2004 with Law No.5252, and administrative fines in 2005 with Law No.5349, and public prosecutors were authorized to decide on these administrative fines. With the amendment made by the Law No. 6352 in order to make judicial services more effective in 2012, these powers of the public prosecutors were transferred to the civilian authorities. Compliance with the international norms stipulating that the administrative authorities are authorized to decide on administrative sanctions for unlawful acts of political parties and that the sanctions to be imposed on political parties should be decided by independent courts as a result of a fair trial is controversial. In the 118th article of the Political Parties Law, it is regulated that the sanctions foreseen in the Associations Law can also be applied to political parties. Civilian authorities are authorized to decide on administrative fines related to the actions listed in the Associations Law No. 5253. Administrative fines imposed by the civilian authority in accordance with the provisions of the Law on Associations due to the fact that the provincial / district presidency of a political party did not convene the provincial / district congresses within the time stipulated by the law, was the subject of the applications numbered 2014/4663 and 2014/15220 of the Constitutional Court. The Constitutional Court ruled that the freedom of political association was violated, pointing out that the administrative fines imposed on political party executives by civilian authorities did not meet the requirements of "legality" and "certainty". It should not be preferred that the unlawful acts of the political party executives remain without sanctions and the sanctions are not clear. In this framework, it is considered beneficial to regulate the crimes that may be committed by political party managers and the sanctions foreseen for these crimes directly in the Political Parties Law in a way that is compatible with the constitutional values of political parties. The provision of "imprisonment not less than six months for unlawful acts related to the prohibitions in the fourth part of the Law" of Article 117 of the Law on Political Parties was annulled by the Constitutional Court in 2012. Although the Constitutional Court postponed the date which the annulment decision is to come into effect, in order to make the necessary legal arrangements, The Grand National Assembly of Turkey hasn't put forward a resolution to fill this legal gap

2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun yedinci kısmında siyasi partiler hukukuna özgü bir takım suçlar düzenlenmiş ve bu suçların bir kısmı için hafif hapis ve hafif para cezası öngörülmüştür. Hafif hapis ve hafif para cezaları 2004 yılında 5252 sayılı kanun ile adli para cezasına, 2005 yılında 5349 sayılı kanun ile idari para cezasına dönüştürülmüş ve bu idari para cezaları hakkında karar vermeye Cumhuriyet savcıları yetkili kılınmıştır. 2012 yılında yargı hizmetlerinin etkinleştirilmesi amacıyla 6352 sayılı kanun ile yapılan değişiklikle Cumhuriyet savcılarının bu yetkileri mülki amirlere devredilmiştir. Mülki amirlerin siyasi partilerin hukuka aykırı eylemleri ile ilgili idari yaptırımlara karar vermeye yetkili kılınmasının, siyasi partilere uygulanacak yaptırımların adil bir yargılama neticesinde ve yargı organlarınca karar verilmesini öngören uluslararası normlarla uyumu tartışmalıdır. Siyasi Partiler Kanunu’nun 118.maddesinde Dernekler Kanunu’nda öngörülen yaptırımların siyasi partiler hakkında da uygulanabileceği düzenlenmiştir. 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nda sayılan eylemlerle ilgili idari para cezaları hakkında karar vermeye mülki amirler yetkili kılınmıştır. Bir siyasi partinin il/ilçe başkanlığının il/ilçe kongrelerini kanunda öngörülen sürelerde toplanmaması sebebiyle Dernekler Kanunu hükümleri çerçevesinde mülki amir tarafından uygulanan idari para cezaları Anayasa Mahkemesinin 2014/4663 ve 2014/15220 numaralı başvurulara konu olmuştur. Anayasa Mahkemesi siyasi parti yöneticilerine mülki amirler tarafından uygulanan idari para cezalarının “kanunilik” ve “belirlilik” şartlarını taşımadığına işaret ederek, siyasi örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetmiştir. Siyasi Partiler Kanunu’nun 117.maddesinin “Kanunun dördüncü kısmındaki yasaklarla ile ilgili hukuka aykırı eylemler için öngörülen altı aydan az olmayan hapis cezası” yaptırımı ile ilgili hüküm 2012 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olup, gerekli yasal düzenlemenin yapılması amacıyla yürürlük tarihi altı ay sonrası olacak şekilde belirlenmesine rağmen, Türkiye Büyük Millet Meclisi bu hukuki boşluğu doldurma yönünde bir irade ortaya koymamıştır. Siyasi parti yöneticilerinin hukuka aykırı eylemlerinin yaptırımsız kalması da yaptırımların belirli olmaması da tercih edilmemelidir. Bu çerçevede siyasi parti yöneticileri tarafından işlenebilecek suçların ve bu suçlar için öngörülen yaptırımlarla ilgili hususların siyasi partilerin anayasal değerleri ile uyumlu olacak ve tereddüte mahal bırakmayacak şekilde doğrudan Siyasi Partiler Kanunu’nda düzenlenmesinin faydalı olacağı değerlendirilmektedir