Diğer, ss.111-129, 2024
Siyer-i Nebî ilmi; prensipleri, usulleri ve konuları açısından ilmî özellikleriyle ön plana çıkan önemli İslâmî ilimlerden birisi olarak kabul edilmektedir. Kendisinden sonra peygamber gelmeyecek olması bakımından Son Peygamber’in şahsı ve yaptıklarıyla alakalı olması onu önemli ilimlerden kılan hususlardır. O, milletleri, ırkları ve soyları farklı olsa da bütün insanlığa gönderilen bir elçidir. Bu sebeple Nebî (s.a.s), diğer peygamberler arasında yüce bir makama sahiptir, bütün Müslümanlar için en güzel rehberdir. Bundan ötürü onun mümtaz hayatının tarihteki önemli insanlardan hiçbirisi için görülmemiş şekilde benimsenerek ve özen gösterilerek yazılmış olmasında şaşılacak bir durum yoktur. Üstelik siyer ilmi; fakih, muhaddis, müfessir, usulcü, tarihçi, edebiyatçı ve bunların dışındaki ilim erbabının kendisine ihtiyaç duyduğu bir ilimdir. Bu ilim adamlarının her birisi, Hz. Peygamber’in hayatından ihtiyacı olduğu gerekli bilgileri siyer ilminde bulur.
Bu noktada siyer ilminin nübüvveti bütün yönleriyle ele alan özel kaynakları bulunduğu söylenebilir. Bu kaynaklar Hz. Peygamber’in hayatını, üstün sıfatlarını, şemailini (fiziki ve ahlaki özellikleri), nübüvvetinin delillerini, hasâisini (kendisine has özellikler), zevcelerini, çocuklarını, gaza ve seriyyelerini, yaşadığı dönemde ashabına (r. anhüm) dair haberleri ve yine onların bu dönemdeki sair hadiseler, gazve ve seriyyelerde ortaya koydukları güzel şeyleri ele alır. Böylece Siyer-i Nebî ilmi, üzerinden zamanlar ve asırlar geçse de ruhlarda ve kalplerde ölümsüzlüğü ve saygıyı hak eden eksiksiz bir sîret (hayat hikayesi, biyografi) halini almıştır.