THE JOURNAL OF ACADEMIC SOCIAL SCIENCE STUDIES, cilt.11, sa.146, ss.88-109, 2023 (Hakemli Dergi)
Muhafazakârlık, geleneğe karşı tabula rasa diyen Aydınlanma düşüncesinin
uygulamaya konulduğu Fransız İhtilali’nin yarattığı hayal kırıklığına bir tepki
olarak ortaya çıkmıştır. Maziden atiye insanlık hayatını bir bütün olarak gören
muhafazakârlık, doğal süreç içindeki değişime karşı değildir. Muhafazakârlık bir
modernlik ürünü olarak, toplum ve insan tabiatını bozacak değişime karşıdır. Bu
yönleriyle muhafazakârlık, eleştiriyi hak eden pek çok yönüne rağmen, bugün en
güçlü ideolojilerden biridir. Fransız topraklarında ortaya çıkan her yaşam tarzı ve
düşünce gibi, muhafazakâr düşünce de çok geçmeden Osmanlı topraklarına
girmiştir. Ancak muhafazakârlığın Türkiye’de ete kemiğe bürünmesi
Cumhuriyet’in ilanıyla başlayan kökten değişim uygulamalarına karşı oluşan
tepkiye kalmıştır. Erken Cumhuriyet dönemi muhafazakârlığı, devrimlerin
mantığını kutsayan ve metodunu eleştiren yumuşak bir düşüncedir. Onlar için Batı
etkisinde bir toptan yenilenme için, geçmişten tam bir kopuşa gerek yoktur. Öte
yandan bu dönemde muhafazakârlık veya başka bir düşüncenin yaşaması ve
güçlenmesi için bir hürriyet ortamı da yoktur. Göreli hürriyet ortamının oluştuğu
çok partili dönemde ise, geleneği öteleyerek kökten bir Batılılaşma, kimlik kayması
olarak görülerek muhafazakâr düşünce çizgilerini daha açık belirmeye başlamıştır.
Aynı zamanda da, milliyetçi, liberal ve İslami muhafazakârlıklar şeklinde çok
boyutluluk kazanmıştır. Dönem dönem ayrılsalar da, söz konusu bu fraksiyonların
bir araya gelerek oluşturduğu güç, Türk siyasal hayatını domine etmiştir. Kendi
kalarak bir dönüşümü ve gelişmeyi merkeze alan Türk muhafazakâr düşüncesi,
erken Cumhuriyet döneminden kalan kökten Batılılaşma yöntemini değiştirmiştir. Belli ölçülerde demokrasi ve gelenek arasında bir sıkışmışlık yaşayan bugünün
demokrat muhafazakarlığı, bazı düşünce ve istekleri marjinal görerek,
demokrasiden yana kendilerini konumlandırmaktadırlar. Devletle geniş kesimleri
yeniden buluşturmada, kadını hayatın bütün alanlarına çekmede ve sistemi
dönüştürmede oldukça başarılı olan Türk muhafazakâr düşüncesi, devrimci olmasa
da muhafazakâr demokrat nitelemesini hak etmektedir. Muhafazakarlığı ve onun
Türkiye hikayesini gerçek yönüyle ortaya koymayı amaçlayan bu makale, literatür
taramasına dayalı nitel bir çalışmadır.