YATIRIMCI DAVRANIŞI VE DAVRANIŞSAL FİNANS: BAZI BİLİŞSEL YANILGILAR VE SEZGİSEL KARARLAR


Tufan E.

Modern Portföy Yönetimi: Yöntem, Yaklaşım ve Uygulamalar, Ercan Özen, Editör, Ekin Yayınevi, Bursa, ss.1-497, 2020

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Mesleki Kitap
  • Basım Tarihi: 2020
  • Yayınevi: Ekin Yayınevi
  • Basıldığı Şehir: Bursa
  • Sayfa Sayıları: ss.1-497
  • Editörler: Ercan Özen, Editör
  • Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

  • Kırmızı elmalardan mı, yoksa incirden mi yemeliyim? İlk atalarımızın en
    tatlı kararı bu olmalı. Ancak bu ve benzeri kararları alırken, bazen bir aslana yem
    olma korkusu, bazen kalma korkusu, bazen de gereğinden çok meyve bulma-
    nın getirdiği mutluluk durumları söz konusu olmuştur. Görüldüğü gibi en basit
    kararları alırken bile çok sayıda faktör etkili olmaktadır. Meyvenin miktarı, insan-
    lar arasında nasıl bölüşüleceği vb. konular ilk çağlarda insanların temel dertlerin-
    den olmuş ve tarihte bu üretim ve bölüşüm sorunları hep olmuştur. Bunun üze-
    rine kafa yoran bilim dalına da ekonomi bilimi denilmiştir.
    Ekonomiyi kendisine iş edinen ekonomistler, gittikçe artan sorunlara çö-
    zümler üretmeye çalışmışlar, ancak bu sorunla etkileyen çok sayıda faktör
    olunca işin içinden çıkamamaya başlamışlardır. İşte o zaman “varsayalım” kura
    ortaya çıkmış ve diğer faktörleri sabit varsayalım (Ceteris paribus) vb. varsayım-
    lar bol miktarda kullanılmaya başlanmıştır. Tarihte bu şekilde gelişen ekonomi
    bilimi çok sayıda teori üretmiştir. Teori gerçek yaşamdaki olguları, iki ya da daha
    fazla değişken arasındaki ilişkiyi basite indirgeyerek, anlamaya ve anlatmaya ça-
    lışır (Greenlaw Steven A., 2019, 16). Hepsinin temelinde de “insanlar karar alır-
    ken akılcı (rational) davranırlar” varsayımı bulunmaktadır. Bu yüzden tüm eko-
    nomi kitapları teorileri açıklarken “insan akılcı bir varlıktır (human is rational)”
    diye blar. Tanımsal olarak insan karar alırken, karşısına çıkan çok sayıda alter-
    natif hakkında bilgi sahibidir, bunlar arasından kendisi için en çok yararı sağla-
    yacak olanı bazı olasılık hesaplarına başvurarak hesaplayabilir ve seçer.
    İnsan her zaman akılcı davranır mı? Sorusuna verilecek yanıt, “hayır”!
    olacaktır. Öyle olsa, hiç kimse kırmızı ışıkta geçmez veya sigara içmezdi. Her
    zaman akılcı davranmak mümkün değildir. Zira, insanlar akıllı varlıklar olarak
    tanımlansa da gerçekte duygusal varlıklardır. Bu da onları karar alırken zaman
    zaman yanlış yapmaya iter.
    İnsanlar, finansal kararlar alırken akılcı davranıyor olabilirler mi? Elbette
    çoğu zaman finansal kararlarında da hiç de akılcı olmayan kararlar alırlar. Örne-
    ğin, Bitcoin’in anlık hızlı yükselişi ile başı dönen yatırım uzmanı, oluşan balonun
    en üst noktasındaki fiyattan alım yapar ve balon tam da o alımdan sonra patlar.
    Pekiyi o uzman, balonun patlayacağını düşünememekte ya da riskin büyüklüğü
    bilmemekte midir? Elbette bilmekte ama hırsına (duygu) yenilmekte ve aklını
    kullanmamaktadır.
    İnsanların geleneksel ekonomi teorilerinde olduğu gibi akılcı” davranma-
    dıkları konusu literatüre ilk kez (Simon, 1952) tarafından kazandırılmıştır. İnsan-
  • Yatırımcı Davranışı ve Davranı375
    ların karar alırken her zaman akılcı olmadıkları ve duygusal davrandıkları anla-
    şıldıktan sonra Davranışsal Finans ve Davranışsal Ekonomi literarü, insanların
    davranışlarını (yatırım kararladahil) “akılcı davranış” yerine “sınırlı akılcı dav-
    ranış (bounded rationality)” olarak nitelemişlerdir. Sınırlı akılcı davranış litera-
    türe yine Simon’ın yukarıda sayılan eseriyle girmiştir. Buna göre akılcı davranış
    (Rationality), bazı sınırlamalar dahilinde (varsayımlar) ortaya çıkabilmektedir
    (Simon, 1952b, 100). Karar alıcılar için;
    1. Birden fazla alternatif olması ve bunlar hakkında bilgi sahibi olunması,
    2. Her birinin yararının (tatmin düzeyinin) veya ekonomik getirisinin he-
    saplanabilmesi,
    3. Yararı (tatmin ve ekonomik düzeyi) hesaplanan alternatifler arasından
    yararı en yüksek olanın seçilmesi gerekmektedir.
    Bunların gerçek yaşamda pek mümkün olmadığı bilinmektedir. Zira zaman, bilgi
    ve bilgiyi değerlendirme kapasitesi her zaman aynı olmamakla birlikte, insanlar
    bu yetilere sahip olsalar bile duygusal davranarak, farktercihlerde bulunabil-
    mektedirler. Özellikle duygular, karar almada zaman zaman yanılgılara (biases)
    ve sezgisel kararlara (kısa yollara başvurmak gibi) (heuristics) neden olabilmek-
    tedir. Bunlar bazen yaşamı kolaylaştırırken, bazen de yanlış kararlar almamıza
    neden olmaktadır.