Deprem Kültürü ve Farkındalık Çalışmaları: Şili ve Elazığ Depremlerinin Karşılaştırılması


Yolcu M., Bekler T.

Lapseki Meslek Yüksekokulu Uygulamalı Araştırmalar Dergisi, cilt.1, sa.2, ss.71-82, 2020 (Hakemli Dergi)

Özet

Yerküre kendi iç dinamikleri ile birçok yerici kaynaklı doğal döngünün ev sahibidir. Depremlerde bu doğal döngünün bir sonucu olan yer hareketleridir. Bu hareketlerin farklı ölçekteki küçük ve büyük etkileri her zaman afetlerin en önemli unsuru olmuştur. Yıkım etkileri nedeni ile depremler savunmasız toplumlar karşısında ciddi can ve mal kayıpları oluşturmaktadır. Dünyada yıkıcı depremlerin önemli bir kısmı genelde levha sınırlarında olmaktadır. Türkiye de tektonik konumu ile bu levhaların göreceli hareketinden oldukça etkilenen ve yoğun sismik hareketlin yaşandığı ülkelerden birisidir. Dünyanın en yıkıcı depremlerinin yaşandığı Şili de yine bu tektonizmanın en çok tahrip ülkelerin başında gelmektedir. Farklı tektonik levhaların tehdidi altında olan Türkiye ve Şili’de meydana gelen depremlerin ekonomik, toplumsal ve yapısal etkileri çoğu zaman depremlerin özelliklerine göre de değişken olabilmektedir. Bununla beraber aynı büyüklükte iki depremin oluşturduğu etki de farklı olabilmektedir. 24 Ocak 2020 Elazığ (Mw=6.8) ve 1 Ağustos 2019 San Antonio-Şili (Mw=6.8) depremleri bu argümana iki örnek deprem olarak incelenmiştir. Özellikle deprem öncesi afete hazırlık ve deprem sonrası kriz yönetimi aşamaları yanında müdahale ve iyileştirme aşamalarında depremlerin yıkıcı karakterine bağlı nasıl irdelenmesi gerekliliği öne çıkabilmektedir. Dünyadaki model ülkeleri incelediğinde geçmişte yaşadıkları büyük depremler milat noktası olmuştur. İncelenen bu iki depremde toplumların istek ve katılımı ile kamusal yönetim anlayışının deprem kültürüne göre oluşturulduğu görüşü hâkim olmaktadır. Bu durum depremler konusunda farkındalığın uygulama ve deprem zararlarının azaltılması aşasında oldukça önemli bir rol oynadığını da göstermektedir