17. Ulusal Türk El ve Üst Ekstremite Cerrahisi Kongresi, Eskişehir, Türkiye, 16 - 20 Kasım 2020, ss.39-40
DUPUYTREN CERRAHISI UYGULANAN 44 HASTANIN RETROSPEKTIF ANALIZI Mustafa Akyürek, Çağhan Benli, Bahadır Çakır Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi
Amaç: Dupuytren hastalığı sıklıkla hayatın 5. ve 6. dekadında
görülen, palmar fasyanın fibrozisi ile karakterize idiopatik
bir hastalıktır. Hastalığın temel karakteristiği olan ilerleyici
fleksiyon kontraktürünün düzeltilebilmesi için büyük oranda
cerrahi girişimler gerektirmektedir. Çalışmamızın amacı,
kliniğimizde dupuytren cerrahisi uygulanan vakaların
epidemiyolojik bilgilerini ve ameliyat sonuçlarına ait verilerin
retrospektif analizini sunmaktır
Materyal – Metod: 2013 – 2019 yılları arasında 44
hasta 52 el dupuytren hastalığı nedeniyle opere edildi.
Metakarpofalangeal ve proksimal interfalengeal eklemde
oluşan kontraktürler parsiyel palmar fasiyektomi uygulanarak
40
açıldı. Hastalardan çıkarılan fibrotik dokular patolojik olarak
konfirme edildi. Postoperatif takiplerinde hastalık nüksü,
eklem hareket açıklıkları ve duyu muayeneleri kaydedildi.
Bulgular: Ortalama yaşı 52,4 olan hastaların 32’si erkek, 12’si
kadındı. 8 hastada her iki el tutulumu mevcut idi. 29 hastada
4. parmak tutulumu mevcutken, 13 hastada 4 ve 5. parmaklar,
2 hastada 1 – 4 ve 5. parmaklar tutulmuştu. Hastalar RIVA
altında opere edildiler. 2 veya 3 parmak dupuytren cerrahileri
için insizyon çizimlerine ek olarak dorsal metakarpal arter
perforatörlerinin palmar cilt üzerindeki iz düşümleri de
işaretelendi. Patolojik dokular eksize edildikten sonra
penroz dren konuldu ve cilt multiple z plastiler ile kapatıldı.
(Resim - 1) Eller fonksiyonel pozisyonda atele alındı. 2
hastada kontraktürü açabilmek için k – teli uygulandı. K –
teli uygulanan 1 hastada tek taraflı digital sinir hasarı oluştu.
Oluşan hasar defektli olduğu için onarım ikinci seansa
bırakıldı. Postoperatif takiplerde 40 elde tam eklem hareketine
ulaşıldığı, 12 elde ise hastalığın yarattığı kontraktürden
daha az bir eklem kontraktürü ile karşılaşıldı. Hastalık nüksi
görülmedi. Duyu muayenelerinde etkilenen parmaklarda
ortalama 5 mm dinamik iki nokta diskriminasyonuna ulaşıldı.
Sonuç: Dupuytren hastalığının cerrahi tedavisinde zamanlama
oldukça önemlidir. Kontraktürün ağırlığına göre uygulanacak
prosedürlerin ve oluşabilecek komplikasyonlar hasta ile
paylaşılmalıdır. Dupuytren hastalığının cerrahi tedavisi çoğu
zaman tatmin edici sonuçlar vermektedir. Cerrahın deneyimi
ve disseksiyon kabiliyeti ameliyatın başarısını arttıran ana
etmendir.
Anahtar Kelimeler: Dupuytren, Parsiyel Fasyektomi,
Metakarpal Arter, Perforatör Damar