ICAR, Ankara, Turkey, 25 - 26 July 2023, vol.11, pp.35-39
Özet Hepimiz rüyaların uyanıklıktaki algılarımızdan doğası bakımından ayırt edilemez olduğunu tecrübe ederiz. Öyle ki, rüya görürken rüya gördüğümüzü bilemeyiz. Bu durum uyanık olduğumuzu düşündüğümüzde algıladığımız dünyanın da bir rüya olup olmadığına dair şüphe yaratır. Rüyalar modern dönemde ilk defa Rene Descartes tarafından dış dünyanın varlığından şüphe etmek için bir kanıt olarak dile getirilir. Hatta daha sonra rüyalar idealist düşünür George Berkeley tarafından da zihnimizdeki idealara neden olan zihnimizin dışında bir dünyanın var olduğunu reddetmek için bir kanıt olarak kabul edilir. Peki ama rüyalar, uyanıklıktaki algılarımızın tamamının da bir rüya olduğu anlamına gelir mi? Walsh bazen rüya gördüğümüzden hareketle tüm hayatımızın rüya olduğu sonucunun çıkarsanmasını çelişkili bulur. Çünkü rüya gördüğümüzü söyleyebilmemiz, rüya görmediğimiz zamanların da bulunduğu anlamını içinde taşır. Buna göre kanaatimizce bazen rüya gördüğümüz gerçeğinden hareketle uyanıklıktaki tüm algılarımızın da bir rüya olduğunu çıkarsamak eksik bir tümevarım sayılır.