Metabolic syndrome is a condition characterized by insulin resistance, abdominal obesity, hyperlipidemia, and hypertension. Individuals with metabolic syndrome; have been associated with a 2-fold increased risk of diabetes and a 5-fold increased risk of cardiovascular disease. A sedentary lifestyle, one of the biggest problems of modern societies, is a risk factor for many diseases. While there are different reasons for physical activity and not exercising, the biggest obstacle is often a lack of time. Training programs with shorter exercise and rest periods have become popular. High-Intensity Interval Training (HIIT) is characterized by short, intermittent bursts of vigorous exercise interspersed with periods of low-intensity recovery. Tailored to individual needs, HIIT encompasses exercise prescriptions that can be used in most exercise settings. This adaptability has made HIIT an important tool in the exercise programming of people with chronic diseases. HIIT training has also improved health and reduced complications in individuals with MetS. In people with MetS, HIIT has not been found superior to moderate-intensity sustained exercise (MICT) in all parameters, but showed similar beneficial effects on health. HIIT has advantages over MICT in terms of saving time. Considering that the most important deficiency in modern societies is time, HIIT is advantageous in this regard. In periods when HIIT is contraindicated (uncontrolled cardiovascular disease, etc.) or not applied, MICT may be preferred as it shows similar health-promoting effects. HIIT training ought to be prescribed carefully to the clinical population and the prescription should be strictly individualized. Sensitivity in this matter is very important. In future studies, guidelines for clinical populations should be established and the long-term effects of HIIT should be investigated in large populations.
Metabolik sendrom (MetS); insülin direnci, abdominal obezite, hiperlipidemi ve hipertansiyon ile karakterize bir durumdur. Metabolik sendromlu bireyler; diyabet açısından 2 kat ve kardiyovasküler hastalık açısından 5 kat artmış risk ile ilişkilendirilmiştir. Modern toplumların en büyük problemlerinden biri olan sedanter yaşam tarzı, birçok hastalık için risk faktörüdür. Fiziksel aktivite ve egzersiz yapmamak için farklı sebepler bulunsa da, en büyük engel genellikle zaman eksikliğidir. Daha kısa egzersiz ve dinlenme süreleriyle uygulanan antrenman programları, yeni bir yaklaşım sunmaktadır. Yüksek Şiddetli İnterval Antrenman (High Intensity Interval Training-HIIT), aralarına düşük yoğunluklu toparlanma periyotları serpiştirilmiş kısa aralıklı şiddetli egzersiz patlamaları ile karakterizedir. Bireysel ihtiyaçlara göre uyarlanan HIIT, çoğu egzersiz ortamında kullanılabilen egzersiz reçetelerini kapsar. Bu uyum yeteneği, HIIT'i kronik hastalığı olan kişilerin egzersiz programlamasında önemli bir araç haline getirmiştir. HIIT antrenmanları da MetS’li bireylerde sağlığı geliştirmiş, komplikasyonları azaltmıştır. MetS’li kişilerde HIIT her konuda Orta Şiddette Sürekli Devam Eden Antrenman (Moderate Intensity Continuous Training-MICT)’dan üstün bulunmamış ancak sağlığa benzer faydalar sağladığı belirlenmiştir. HIIT zaman tasarrufu açısından MICT’e göre avantajlıdır. Modern toplumlarda en önemli eksikliğin zaman olduğu düşünülürse HIIT bu yönüyle ön plana çıkar. HIIT’in kontraendike olduğu (kontrol altına alınamayan kardiyovasküler hastalık vb.) veya yapılamadığı dönemlerde MICT tercih edilebilir ve sağlığı iyileştirici benzer etkiler gösterir. HIIT antrenmanları klinik popülasyonda dikkatle reçetelendirilmeli ve kesinlikle bireye özgü olmalıdır. Bu konudaki hassasiyet çok önemlidir. İlerleyen çalışmalarda klinik popülasyonlara yönelik kılavuzlar oluşturulmalı ve HIIT’in uzun süreli etkileri geniş kitlelerde araştırılmalıdır.