in: Human Resources Management, Ali Şahin Örnek, Editor, Nobel Yayınevi, Ankara, pp.717-750, 2021
Today, the importance that businesses attach to their human resources is decisive for their competitive advantage. In this direction, enterprises strive to es-tablish a healthy and safe workplace environment as a motivation tool and make their employees feel that they value. Many occupational accidents and occupational diseases occur in workplaces where there is no such environment. In this case, employers; must bear direct costs such as accidental damages and treatment costs and indirect costs that cannot be calculated, such as loss of prestige and insecurity of employees. Therefore, taking occupational health and safety measures is not only a legal obligation for employers, but also a necessity for the continuity of enterprises in the competitive market.Turkey made a significant progress following the adoption of 6331 Occupational Health and Safety Act. However, hundreds of thousands of occupational accidents occur every year and thousands of workers die or become disabled due to reasons such as failure to take necessary precautions by the employer and lack of awareness of occupational safety among employees. In addition, millions of work days are lost every year due to work accidents. For this reason, both businesses and the country’s economy suffer a great loss.
Günümüzde işletmelerin sahip oldukları insan kaynağına verdikleri önem, rekabet avantajı sağlamaları konusunda belirleyicidir. Bu doğrultuda işletmeler motivasyon aracı olarak sağlıklı ve güvenli bir iş yeri ortamı tesis etmek üzere çaba göstermekte ve çalışanlarına değer verdiklerini hissettirmektirler. Böyle bir ortamın olmadığı iş yerlerinde çok sayıda iş kazası ve meslek hastalığı gerçekleşmektedir. Bu durumda işve-renler; kaza sonucu meydana gelen zararlar ve teda-vi masrafları gibi doğrudan maliyetlere ve işletmenin prestij kaybı, çalışanların güvensizlik duygusu gibi zararın boyutu hesaplanamayan dolaylı maliyetlere katlanmak durumunda kalmaktadır. Dolayısıyla işve-renler açısından iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması yasal zorunluluk olmasının yanında, işletmelerin rekabet piyasasındaki devamlılıkları için bir gereklilik hâline gelmiştir. Türkiye, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun getirdiği yenilikler ile birlikte bu alanda önemli bir aşama kaydetmiş olmasına rağmen eksiklikler tam anlamıyla giderilememiştir. İşveren tarafın-dan gerekli önlemlerin alınmaması, çalışanlar arasında iş güvenliği bilincinin olmaması gibi nedenlerle her yıl yüz binlerce iş kazası gerçekleşmekte ve binlerce işçi hayatını kaybetmekte veya engelli hâle gelmektedir. Bunun yanında iş kazaları nedeniyle her yıl milyonlarca iş günü kaybı gerçekleşmektedir. Bu sebeple hem işletmeler hem de ülke ekonomisi büyük bir zarara uğramaktadır.