Sosyal Bilimlerde Güncel Araştırmalar, Selçuk İpek,Cüneyt Kılıç, Editör, Ekin Basım Yayın Dağıtım, Bursa, ss.10-27, 2021
Tüm dünyayı 2020 yılından itibaren etkisi altına alan COVID-19 Pandemisi sosyo ekonomik yaşamı derinden sarsmaktadır. Karantina tedbirleri, sosyal mesafe kuralları ve sosyal izolasyon süreci sadece toplumsal yaşamda yürütülen birtakım faaliyetlerde değil fakat aynı zamanda ekonomik faaliyetlerde de kesintilere yol açmaktadır. Ekonomik duraksama olarak tabir edilen bu durum bir tür ekonomik kriz olarak üretim çıktı seviyelerinde kendisini göstermektedir. Bu tarz bir ekonomik şok önceki ekonomik krizlerden söz gelimi 2007/2008, Büyük Buhran ve İkinci Dünya Savaşı krizlerinden daha hızlı ve muhtemelen daha kapsamlı olarak ortaya çıkmaktadır (Kerr, 2020:226; Elleby vd., 2020). Ekonomik büyüme Pandemi sürecinde birkaç sektörde yürütülen faaliyetlere göre belirlenmektedir. Bu sektörlerden bir tanesi tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörüdür. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’nin gıda ihtiyacını karşılamak üzere tarımsal faaliyetlerde herhangi bir kesinti uygulanmamaktadır. Tarım sektörünün Pandemi sürecinde stratejik bir sektör olduğu görülmektedir. Özellikle uzun vadede sektörde önemli bir büyümenin olacağı öngörülmektedir. Zira tüm dünyada özellikle gıda ithalatında bulunan ülkeler kendi yiyecek arz oranlarını yükseltmek için bir takım tedbirlerle tarım sektörünü desteklemek durumunda kalacaklardır. Bu durum tarımsal değer zincirinde yeni fırsatların ortaya çıkmasını sağlayacaktır
(Kurth ve diğ, 2020). Gelecek açısından Pandemi sürecinde sektörün stratejik değerinin artması tarım çalışanlarının karşı
karşıya kaldıkları sorunların da irdelenmesini gündeme getirmektedir.