in: 100. YILDA TÜRKİYE: SÜRDÜRÜLEBİLİR SOSYAL, İKTİSADİ, MALİ, DEMOGRAFİK ve SİYASAL POLİTİKALAR ve PROJEKSİYON ANALİZLERİ, burcu kılınç savrul, Editor, Ekin Yayınevi, Bursa, pp.93-110, 2023
1.GİRİŞ
“Küresel” (global) sözcüğünün kökeni çok eski zamanlara dayanmasına
rağmen küreselleşme kavramı ilk olarak 1960’larda ortaya çıkmış ve
1980’lerde ise sıkça kullanılmaya başlanmıştır. 1990’larda ise bilim adamlarının önemini kabul ettiği bir sözcük haline gelmiştir (Bozkurt, 2000: 18).
Küreselleşme, ulusal boyutu da içerisine alan, dünya ülkeleri arasında
ekonomik, siyasal ve sosyo-kültürel ilişkilerin yaygınlaştığı, maddi ve manevi
her türlü değerlerin bölgesel veya ulusal sınırları aşarak uluslararası bir boyut
kazandığı geniş kapsamlı bir süreç olarak tanımlanır (Yüksel, 2001: 13). Çalışma ve iş yapma şeklimizi dönüştürerek 21. yüzyılın en önemli olgularından
biri haline gelen küreselleşme, özünde ulaşım, iletişim ve teknolojideki ilerlemelerin kolaylaştırdığı dünya ekonomilerinin, toplumlarının ve kültürlerinin artan
birbirine bağlılığını ifade etmektedir (Steger, 2020: 17).
Küreselleşme, ticaret ve yatırım artışı, teknolojik yenilik ve kültürel alışveriş gibi faydalar sağlarken, aynı zamanda eşitsizlik, çevresel ve sosyal bozulma
gibi sorunlar da yaratmıştır (Held & McGrew, 2007: 124). Küreselleşmenin
etkileri göz önüne alındığında, ekonomik büyüme üzerindeki etkilerinin özellikle ülkelerin ekonomik gelişmişlik düzeyleri açısından incelenmesi önem arz
etmektedir. Ekonomik büyüme, bir ülkenin mal ve hizmet üretme ve vatandaşlarının yaşam standartlarını iyileştirme yeteneğini yansıtan refahının çok önemli
bir göstergesidir (Barro & Sala-i-Martin, 2003: 23). Bununla birlikte, küreselleşmenin ekonomik büyüme üzerindeki etkisi, ülkeler arasında gelişmişlik dü kurumsal çerçeveleri ve politikalarına bağlı olarak farklılık gösterebilmektedir. Örneğin, gelişmiş ülkeler küreselleşme sayesinde yeni pazarlara ve
teknolojilere erişerek küreselleşmeden fayda sağlayabilirken, gelişmekte olan ve
az gelişmiş ülkeler küresel rekabette zorlanabilirler ve artan eşitsizlik ve çevresel
bozulma ile karşı karşıya kalabilirler (Rodrik, 2018: 241-242).
Bu nedenle bu çalışma, küreselleşmenin ekonomik büyüme üzerindeki
etkisini ülkelerin ekonomik gelişmişlik düzeylerine odaklanarak incelemeyi
amaçlamaktadır. Özet olarak, çalışma kapsamında küreselleşmenin ekonomik
büyüme üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri, küreselleşme sürecinde ülkelerin faydalarını en üst düzeye çıkarabilecek ve olumsuz etkilerini en aza indirebilecek politikaları ve farklı ekonomik gelişme düzeylerindeki ülkeler üzerindeki
etkisi değerlendirilecektir. Çalışma ayrıca son on yılda önemli ekonomik ve
siyasi değişimler yaşayan Türkiye örneğini inceleyecek ve küreselleşmenin
ticaret, yatırım ve sosyal politikaları üzerindeki etkilerini değerlendirecektir.
Bu çalışma, küreselleşme ve onun ekonomik büyüme ve kalkınma üzerindeki etkisi üzerine devam eden tartışmalara katkıda bulunma potansiyeline
sahip olması açısından önem taşımaktadır. Çalışma, farklı gelişmişlik seviyelerindeki ülkelerin deneyimlerini ve küreselleşmeye yönelik politika tepkilerini
analiz ederek, küreselleşmenin ekonomik büyüme üzerindeki etkilerini şekillendiren faktörler hakkında fikir verebilir