Maydos Kilisetepe Höyüğü’ndeki Yeni Verilerle Kuzeybatı Anadolu’da Geç Tunç Çağından Erken Demir Çağına Geçiş


Creative Commons License

Sazcı G., Çalış Sazcı D.

Manfred Osman Korfmann Anısına, Arkeoloji- Paleocoğrafya- Jeoarkeoloji Araştrmaları II, Rüstem Aslan,Ertuğ Öner, Editör, Ege Üniiversitesi Yayınları, İzmir, ss.198-227, 2023

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2023
  • Yayınevi: Ege Üniiversitesi Yayınları
  • Basıldığı Şehir: İzmir
  • Sayfa Sayıları: ss.198-227
  • Editörler: Rüstem Aslan,Ertuğ Öner, Editör
  • Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

VIIa yerleşmelerinin en görkemli dönemlerinden birini yaşadığı tespit edilmiştir. Tüm Doğu Akdeniz
Bölgesi’nde olduğu gibi Kuzeybatı Anadolu’da Tunç Çağı sonunda gerçekleşen büyük göç hareketleri
nedeniyle Troia yerleşimindeki yerel kültür kesintiye uğramış ve takip eden tabakada yerleşmeye yeni
gelen göçmenlerin yerleştiği anlaşılmıştır. Genel olarak bu dönem hem aktarılan yazılı belgelerin az
olması hem de farklı nedenlerle iyi araştırılması yapılmadığı için “Karanlık Çağ” olarak isimlendirilir.
Ege Dünyası ve Önasya’da olduğu gibi Kuzeybatı Anadolu’da hakkında kısıtlı bilgiye sahip olduğumuz
ve bir başka tanımla ‘Erken Demir Çağı’ olarak da isimlendirilen bu dönem, Thrak kavimlerinin yak. MÖ
1200’lerde bölgeye gerçekleştirdiği göç hareketleri ile başlar ve Thrak kavim etkilerinin devam ettiği Geç
Protogeometrik- Erken Geometrik döneme yani yaklaşık olarak MÖ 950- 800 yıllarına kadar devam eder.
Aynı yerde uzun süre yerleşim olmadığı için, göçebe kavimlerin hüküm sürdüğü bu dönemin hem
kültürel öğeleri hem de mimarisi hakkındaki veriler son derece sınırlıdır. Bölgede dönemle ilgili
buluntular sadece, kazısı yapılmış bir yerleşme olan Troia’dan gelir ve bu bilgiler Troas Bölgesi yakın ve
uzak çevresinde yapılan araştırmalar için rehber niteliğindedir. Günümüzde Çanakkale Boğazı’nın
Avrupa yakasında bulunan Maydos Kilisetepe Höyüğü yerleşmesinde yapılan çalışmalarda da hem Geç
Tunç Çağı hem de Erken Demir Çağı ile ilgili yeni bilgilere ulaşılmıştır. Elde edilen bu yeni bilgiler,
bölgede Geç Tunç Çağı ve Erken Demir Çağı ile ilgili Troia yerleşmesinden bilinen buluntularla kısmen
benzerlik gösterirken, bazı özellikleri ile Maydos yerleşmesine özgü daha farklı sonuçlar da ortaya
koymuştur. Bu çalışmada sunulan verilerle Kuzeybatı Anadolu’da üzerine az bilgi sahibi olduğumuz
‘Karanlık Çağ’ biraz daha aydınlatılmaya çalışılmıştır.

Archaeological studies carried out at Troy in northwestern Anatolia have previously demonstrated that
Troy VI/ VIIa, representing the Late Bronze Age, saw one of its most prosperous periods. As in the whole
Eastern Mediterranean Region, the Late Bronze local Trojan culture was also interrupted due to the great
migratory movements at the end of the Bronze Age in northwestern Anatolia and the following settlement
was subsequently inhabited by newcomers. In general, this new level is labeled the "Dark Age" both
because of the scarcity of written documents and the lack of research for various reasons. This period,
also known as the "Early Iron Age," begins with the arrival of Thracian tribes in the region around 1200
BC and lasts until the Late Protogeometric-Early Geometric Period, i.e., around 950-800 BC, when the
influences of the Thracian newcomers continue. Since there was no continuous settlement in the same
place during this period, our archaeological knowledge of the material cultural elements and architecture of these newcomers is quite limited. Finds related to this period have previously come only from Troy,
which has been a key excavated site that guides the research related to the Troad and its surroundings.
The excavations conducted at the mound of Maydos Kilisetepe, located on the European side of the
Dardanelles, also yielded new data on both the Late Bronze Age and the following Early Iron Age.
Although the new Late Bronze Age and Early Iron Age data is more or less similar to that of Troy,
excavations also revealed features that are peculiar to Maydos Kilisetepe. This work in this context aims
to present new data on this so far vaguely understood Dark Age of northwest Anatolia.