in: Sosyal Bilimler Üzerine Araştırmalar-V, Ali Turan Bayram, Editor, Özgür yayınları, Gaziantep, pp.231-250, 2023
Leibniz kişinin zamanın her anında özdeşliğinin bilincinin tözsel
olarak ruhun özdeşliğini gerektirdiğini savunur. Bunun aksine Kant ise bilinç
temeli üzerine kişi özdeşliğinin ruhun zamanda özdeşliğini gerektirdiğine dair
çıkarsamayı mantıksal bakımdan yanlış olarak niteler. Bir çıkarımın mantıksal
olarak yanlış olmasının nedeni ise orta terimin öncüllerde farklı anlamda
kullanılmasıdır. Bununla birlikte kişilik çıkarımında orta terimin bu şekilde
bir kullanımı görülmez. Dahası Kant ruhun özdeşliğine karşı üç argüman ileri
sürer. Birincisi, zamanda özdeşliğime dair bilincimin benim zamana dair
bilincim ile aynı olmasıdır. İkincisi, ruhun özdeşliğinin dışarıdan bir kimse
tarafından empirik olarak bilinemeyecek olmasıdır. Üçüncüsü ise bilincimin
birbirinden farklı tözler tarafından taşınabilmesinin mümkün olmasıdır. Buna göre
Kant bir töz olarak ruhun özdeşliğinin bilinemeyeceği sonucunu çıkarır. Bununla
birlikte Kant’ın argümanları, ben bilincimin ait olduğu tözün özdeşliğini
reddetmek için yeterli görünmez. Çünkü bizim kendimizin özdeş olduğumuza dair
bir bilincimiz bulunur, bu bilinç sadece bir düşünce olmaktan daha çok bilgi
değeri taşır ve dahası özdeş olmayan tözlerin özdeşlik bilincine sahip olması
beklenmez.