3RD INTERNATIONAL AZERBAIJAN CONGRESS ON HUMANITIES AND SOCIAL SCIENCES, Baku, Azerbaycan, 26 - 28 Kasım 2022, ss.100-107
Endüstri 4.0 sürecinde markaların rekabet etmesinin yanında, dijitalleşmeye bağlı olarak artık
şehirlerin ve bölgelerinde küresel yarışta yer aldığı görülmektedir. Gerek politik gerekse ekonomik ve
kültürel açıdan artık şehirler çok yönlü bir şekilde rekabete girmektedir. Bu durum yerel, ulusal ve
küresel ölçekte kentlerin bir marka gibi pazarlanmasını ve disiplinler arası bir bakış açısı ile tanıtılmasını
gerekli kılmaktadır. Bununla birlikte şehirler dijital görsel kültürün getirdiği dijital iletişim ve yönetişim
sistemleri üzerinden yönetilmeye başlanmıştır. Bu minvalde bir kentin hem ulusal hem de küresel
ölçekte rekabet edebilmesi ve kendini iyi konumlandırabilmesi için markalaşması elzem bir durum
olarak gösterilebilir. Çünkü teknoloji referanslı dijitalleşme süreci ile şehircilik alanında yeni modeller
ve yaklaşımlar söz konusu olmaktadır. Akıllı şehirler, şehir otonom otomasyon sistemleri, dijital toplum
ve mobil insan-mobil şehir gibi yeni kavramlar insanın yaşadığı şehir ve dünya ile iletişimine yeni
boyutlar getirmektedir.
Bu çalışmada; Tasarım Odaklı Düşünme Metodolojisi olarak isimlendirilen metodun kentlerin
markalaşma sürecinde, sürecin daha verimli ve etkin yönetilebilmesine nasıl etki edebileceği ortaya
konmaya çalışılmaktadır. Küresel ölçekte en etkili firma ve kuruluşlar tarafından uygulanan bu metot,
alt dinamikleri açısından etkin süreç yönetimine imkan sağlamaktadır. Empati, Tanımlama, Fikir
Üretme, Prototip ve Test Etme olarak beş alt bileşene sahip olan Tasarım Odaklı Düşünme, ürün ve
hizmet geliştirme ya da yaratıcı-etkileşimli yönetişim modeli olarak öne çıkmaktadır. Bu çalışmada
Tasarım Odaklı Düşünme Metodolojisinin kent markalaşma süreçlerine nasıl entegre edilebileceği
tartışılmaya çalışılmıştır. Çalışma betimsel bir yaklaşımla ele alınarak, ilgili literatüre katkı sağlaması
beklenmektedir