This article explores the influences of Byzantine mosaic art in Gustav Klimt’s essential works, such as Adele Bloch- Bauer I and Stoclet Frieze. The reflection of the gold color usage in Byzantine mosaics in Klimt’s works is investigated. Klimt combines painting and architecture to present an aesthetic and formal understanding. The back panel of the dining room in Stoclet Palace is highlighted to examine how Klimt’s abstraction style is employed. The decorative elements of Byzantine mosaics are effectively represented in Klimt’s paintings through the fusion of iconography, mythology, and religious themes. The analyses conducted in this article demonstrate that Klimt’s inspiration from Byzantine mosaics extends beyond visual elements and profoundly influences his aesthetic and formal understanding. Examination of these works reveals how Byzan- tine mosaic art brings forth the creative and aesthetic potential in Klimt’s art. Therefore, the influence of Byzantine mosaics in works such as Adele Bloch-Bauer I and the Stoclet Frieze constitutes a significant part of Klimt’s artistic transformation. These works, showcasing a modern aesthetic synthesis with traces of Byzantine art, hold a prominent place in art history.
Bizans resminde görülen altın rengi kullanımı ve bu uygulamanın temelindeki düşünce kaynağı vs. Bizans mozaik sanatının özelliklerini taşıdığına dikkati çekerek ressamın Adele Bloch-Bauer I ve Stoclet Frizi eserlerinde gözlemlenen bu etkinin irdelenmesi amaçlanmaktadır. Duvar ressamı olarak çalıştığı süre boyunca, resim ve mimarinin kaynaşmasıyla oluşan estetik ve biçimsel anlayışı birleştirerek enfes eserler yaratmayı başardı. Stocklet Sarayının yemek odasının arka panelinin Klimt’in saf soyutlamasının eseri olduğu söylenebilir. Bu çalışmanın temel iddiası, Gustav Klimt’in resimlerinde görülen dekoratif unsurlar ile Bizans mozaikleri olan tanım, tarihi gelişim süreçleri olan etkileşimleri üzerinde durulacaktır. Bizans mozaiklerinde ve Klimt’in resimlerinde iki boyutlu ikonografi, mitolojik ve dini temaları iç içe geçirir. Sonuç olarak boyutsuz nesneleri ve formları stilize kullanımı Bizans sanatının geleneklerinden türemiştir.