in: Shackles of the Managers, TORAMAN AYNUR,ERDEM RAMAZAN, Editor, Gazi Kitabevi, Ankara, pp.135-164, 2024
It is believed that the ability of decision makers to make successful decisions makes a significant contribution to the effectiveness of their organizations. Therefore, it is important to eliminate any element that may negatively affect the decision-making process or to reduce the effects of elements that may disrupt the decision-making process. It is assumed that one of the important elements that may negatively affect the decision-making processes of managers and the decisions made by managers is the decision-making fatigue that managers will experience. The concept of decision fatigue is based on the Self-Control Power Model put forward by Baumeister et al. (1998). The main idea of the Self-Control Power Model is based on the fact that people have a limited ability to regulate their behavior. It has been emphasized that just as our muscles get tired after exerting effort, people also exhaust their internal resources while performing self-regulatory actions (such as processing information) to make decisions. “Decision fatigue”, derived from the “self-control power model” put forward by Baumeister et al. (1998), is expressed as a situation that occurs as a result of mental exhaustion, emotional state disorder and irregularity of cognitive processes and causes imbalance in individuals’ decision-making behavior. In the same study, they focused on the psychological and behavioral results related to voluntary actions such as self-control, making choices and taking action, which affect the efficiency of cognitive processes and the effectiveness of decision-making behaviors. When the psychological and behavioral results of the study are taken into consideration, it can be stated that it is possible for managers to face "decision fatigue" during the decision-making process. Based on this evaluation, it can be stated that determining how academic managers express decision fatigue, the factors that affect their decision fatigue and the possible results of decision fatigue will contribute to the national and international literature.
Karar vericilerin başarılı kararlar verebilme yeteneklerinin, organizasyonlarının etkinliğine önemli bir katkı sağladığına inanılmaktadır. Bu nedenle karar verme sürecini olumsuz yönde etkileyebilecek her unsurun ortadan kaldırılması veya karar verme sürecini sekteye uğratacak unsurların etkisinin azaltılması önem taşımaktadır. Yöneticilerin karar verme süreçlerini ve yöneticilerin verdikleri kararı olumsuz yönde etkileyebilecek önemli unsurlardan birinin de yöneticilerin yaşayacakları karar verme yorgunluğu varsayılmaktadır. Karar yorgunluğu kavramı, Baumeister vd. (1998) tarafından ortaya konan Öz Kontrolün Güç Modeli’ne dayanmaktadır. Öz Kontrolün Güç Modelin ana fikri, insanların davranışlarını düzenleme konusunda sınırlı bir yeteneğe sahip olduğuna dayanmaktadır. Tıpkı kaslarımızın efor sarf ettikten sonra yorulması gibi, insanlar da karar vermek için (bilgiyi işlemek gibi) öz düzenleme eylemlerini gerçekleştirirken iç kaynaklarını tükettiği vurgulanmıştır. Baumeister vd. (1998) tarafından ortaya konan “öz denetim güç modelinden” türetilmiş olan “karar verme yorgunluğu”; zihinsel tükenme, duygusal durum bozukluğu ve bilişsel süreçlerin düzensizliği sonucu olarak ortaya çıkan ve bireylerin karar verme davranışında dengesizliğe yol açan bir durum olarak ifade edilmiştir. Aynı araştırmada, bilişsel işlemlerin verimliği ve karar verme davranışlarının etkinliğini etkileyen öz-denetim, seçim yapma ve harekete geçme gibi istemli eylemlere ilişkili psikolojik ve davranışsal sonuçlar üzerinde durmuşlardır. Araştırmanın psikolojik ve davranışsal sonuçları dikkate alındığında yöneticilerin karar verme sürecinde “karar verme yorgunluğu “ile karşı karşıya kalmasının olası hale geleceği ifade edilebilir. Bu değerlendirmeden hareketle akademik yöneticilerin karar verme yorgunluğunu nasıl ifade ettikleri, karar verme yorgunluğu yaşamalarını etkileyen faktörleri ve karar verme yorgunluğunun olası sonuçlarının belirlenmesinin ulusal ve uluslararası alan yazına katkı sağlayacağı ifade edilebilir.