in: TURİZM ALANINDAKİ GELİŞMELERE AKADEMİK YORUMLAR, Erkan DENK, Editor, Yaz Yayınları, Afyonkarahisar, pp.53-80, 2023
Medikal turizm diğer adıyla tıp turizmi, milyonlarcainsanın yurtdışında sağlık hizmeti aradığı küresel bir endüstridir. Küresel Endüstri Analizi Raporu'na göre (Medical Tourism Market- Latest Industry Insights, 2020-2027) dünyadaki medikal turizm pazar hacminin 2027 yılında 272,70 milyar ABD dolarına ulaşması beklenmektedir. Medikal turizme katılımın temel nedenleri arasında maliyet avantajları, daha kısa bekleme süreleri ve daha kaliteli sağlık hizmetlerine ulaşma isteği yer almaktadır (Chen & Flood, 2013). Büyük çoğunlukla gelişmiş ülkelerden, gelişmekte olan ülkelere doğru gerçekleşen bu turizm hareketinin aynı zamanda sağlık sistemleri üzerinde, yarattığı büyük yatırım olanakları sayesinde tıp endüstrisinde de inovatif bir etki yaratacağı da öngörülmektedir (Connell, 2006). Medikal turizm, sağlık turizminin alt dallarından biri olarak kimi özellikleri ile sağlıklı yaşam turizminden ve bütünsel olarak da sağlık turizminden ayrılmaktadır (Gümüş & Büyük, 2008). Çeşitli sağlık sorunlarına sahip kişilerin, refakatçilerinin ve hatta bu alanda çalışan sağlık profesyonellerinin tedavi süreçleri ile ilgili olarak genel turizm faaliyetleri çerçevesine de girebilecek seyahatler gerçekleştirmesi (Büyük & Akkuş, 2020-a)olarak tanımlanabilecek medikal turizm, muhakkak surette sağlık hizmet sağlayıcısı profesyoneller kontrolünde devam ettirilmesi gereken bir süreç olarak şekillenmektedir. Bu turizm türü, çoğunlukla tedavi ve uluslararası tüketim odaklıdır (Gredičak & Demonja, 2020;
Medikal turizm yapan ülkelerin sunduğu sağlık hizmetleri, menşe ülkelerden daha ucuz, kimi zaman yasal ve ahlaki kısıtlamalardan uzak, egzotizm ve çeşitli kültürel deneyimlerle zenginleştirmiş, dünyanın çeşitli ülkelerinde kendi vatanlarından uzakta yaşayan halkların büyük oranda kendi kültürlerine tabii veya yakın destinasyonları tercih etme eğilimleri ile zenginleşen, dil ve kültürler arası iletişime duyarlı bir yapıya sahiptir (Connell, 2006; Lee ve diğ ., 2010; MacReady, 2007; Turner, 2008).
Kimi ülkelerde kanunlar gereği yapılamayan kürtaj, kimi ülkelerde deneysel aşamada olduğu için gerçekleştirilemeyen kök hücre uygulamaları, organ nakilleri, üremeye dair prosedürler, kimi ülkelerde fiyatları çok yüksek olduğu için tercih edilemeyen dental işlemler vb. tedavilerin başka ülkelerden talep edilmesi nedeniyle ortaya çıkan medikal turizm faaliyetleri, zaman içinde kendi içinde kategorilere ayrılmaya başlamıştır (Gilmartin & White, 2011; MacReady, 2009; Inhorn & Patrizio, 2009; Scheper-Hughes, 2003). Böylelikle zamanla tedavilerin özelliklerine göre dental turizm, turizm onkoloji, geriatrik turizm veya IVF turizmi gibi alt isimler de ortaya çıkmıştır (Bergmann, 2011; Büyük & Akkuş, 2020-a; Büyük & Akkuş, 2020-b; Büyük & Akkuş, 2020-c; Yıldız & Khan, 2016; Aydın & Işık, 2023). Medikal turizm, tıp ve turizm alanlarındaki profesyonellerin muti disiplinler çalışmaları ve her iki sektörün ortak mal ve hizmet üretim ve sunumu ile gerçekleşmektedir. Son yılların büyük bir ivme kaydeden niş pazarlarından biri olan medikal turizmde, bir ülkenin sağlık hizmetlerinin ve tesislerinin, turistik cazibe merkezleri ile tanıtılarak turist çekme çabası ön plana çıkmaktadır (Goodrich & Goodrich, 1987). Medikal turizm çok kültürlü yapısı ile kültürler arası iletişime yüksek düzeyde duyarlılık göstermekte, etnosentrizm de bu kültürel iletişim problemleri arasında gösterilmektedir. Bu bölümde dünya ekonomisinin yükselen yıldızlarından biri olan medikal turizmin etnosentrizmden ve ayrımcı tutumlardan etkilenme durumu ele alınacak, literatürde bu konuda yapılmış çalışma ve vaka örneklerine yer verilecektir.