XXIII. Türkiye Ulusal Jeodezi Komisyonu (TUJK) Sempozyumu, Çanakkale, Turkey, 6 - 09 November 2024, vol.1, no.1, pp.4-5, (Summary Text)
InSAR (Interferometric Synthetic Aperture Radar) is an effective method for detecting surface subsidence over large areas by making precise measurements at the millimeter level. This technique is particularly important for continuous monitoring of ground movements and determining deformation trends. Surface subsidence can occur naturally or as a result of human activities. Groundwater exploitation, mining, rapid urbanization and large infrastructure projects are some of the human-induced subsidence. Such anthropogenic impacts can cause deformations in the ground surface and pose significant risks to both the natural and built environment in the long term. In this study, surface deformations were determined and time series analysis was performed in an open pit gold mine area in Kirazlı region of Çanakkale province using the InSAR SBAS (Small Baseline Subset) method. In the study, deformations in the region were measured with millimeter precision using SAR (Synthetic Aperture Radar) images taken between 2018-2021. A total of 179 Sentinel-1 images obtained every 6 days were used. With the SBAS method, interferograms with short base lengths were created, enabling continuous monitoring of surface movements. The vertical base length (BPerp) time series graph, one of the main components of SBAS analysis, was analyzed to evaluate the distance differences between satellite images and the reliability of the interferograms. As a result of the study, it was determined that the region shows a deformation rate of 7.2 mm per year. In the time series analysis, the deformation trend is associated with a continuous upward movement and significant displacements were observed especially in May 2019, late 2020 and 2021. These deformations may be related to seasonal effects, but in general, it is concluded that the region is subjected to a regular surface movement. When the optical satellite images obtained in the same period were analyzed, it was observed that the deformations detected by the InSAR method coincided with the work carried out in the mine. Thus, it is thought that it will be possible to monitor mining activities in hard-to-reach areas with InSAR methods.
InSAR (Interferometric Synthetic Aperture Radar), milimetre düzeyinde hassas ölçümler yaparak geniş alanlardaki yüzey çökmelerini tespit etmek için etkili bir yöntemdir. Bu teknik, özellikle yer hareketlerinin sürekli izlenmesi ve deformasyon trendlerinin belirlenmesinde büyük bir öneme sahiptir. Yüzey çökmeleri doğal yollarla olabileceği gibi, insan faaliyetlerinden de kaynaklanır. Yeraltı suyu kullanılması, madencilik, hızlı şehirleşme ve büyük altyapı projeleri insan kaynaklı gerçekleşen çökmelerdendir. Bu tür insan kaynaklı etkiler, yer yüzeyinde deformasyonlara yol açarak uzun vadede hem doğal hem de yapısal çevrede önemli riskler oluşturabilir. Bu çalışmada, Çanakkale ilinin Kirazlı bölgesinde bir açık altın madeni bölgesinde InSAR SBAS (Small Baseline Subset) yöntemiyle yüzey deformasyonlarının belirlenmiş ve zaman serisi analizi gerçekleştirilmiştir. Araştırmada, 2018-2021 yılları arasında alınan SAR (Sentetik Açıklıklı Radar) görüntüleri kullanılarak, bölgedeki deformasyonlar milimetre hassasiyetinde ölçülmüştür. 6 günde bir elde edilen toplam 179 Sentinel-1 görüntüsü kullanılmıştır. SBAS yöntemi ile kısa baz uzunluğuna sahip interferogramlar oluşturularak yüzey hareketlerinin sürekli izlenmesini sağlamıştır. SBAS analizinin temel bileşenlerinden biri olan dikey baz uzunluğu (BPerp) zaman serisi grafiği, uydu görüntüleri arasındaki mesafe farklarını ve interferogramların güvenilirliğini değerlendirmek amacıyla incelenmiştir. Çalışma sonucunda, bölgenin yılda 7.2 mm'lik bir deformasyon hızı gösterdiği tespit edilmiştir. Zaman serisi analizinde, deformasyon trendi sürekli bir yukarı yönlü hareket ile ilişkilendirilmiştir ve özellikle 2019 mayıs ayında, 2020'nin sonları ile 2021'de önemli yer değiştirmeler gözlemlenmiştir. Bu deformasyonların mevsimsel etkilerle bağlantılı olabileceği değerlendirilmiş, fakat genel olarak bölgenin düzenli bir yüzey hareketine maruz kaldığı sonucuna varılmıştır. Yine aynı dönemde elde edilen optik uydu görüntüleri incelendiğinde ise bölgenin InSAR yöntemi ile tespit edilen deformasyonlar ile maden ocağında yapılan çalışmaların aynı dönemlere denk geldiği görülmüştür. Böylelikle ulaşımı zor olan bölgelerde gerçekleşen madencilik faaliyetlerinin InSAR yöntemleri ile izlenmesinin mümkün olacağı düşünülmektedir.