سليقة العربي في العصر الجاهلي


JNAIDI O. A. S.

Şarkiyat Mecmuası, cilt.0, sa.42, ss.271-292, 2023 (Hakemli Dergi) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 0 Sayı: 42
  • Basım Tarihi: 2023
  • Doi Numarası: 10.26650/jos.1218156
  • Dergi Adı: Şarkiyat Mecmuası
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.271-292
  • Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

يُتَداوَل مصطلح السليقة على ألسنة الدارسين للغة العربية كثيرا، فيقال: إنه يتكلم اللغة العربية عن سليقة، وقد كان المعتقد السائد عن مفهوم السليقة في اللغة العربية الفصحى أنها إجادة استعمال اللغة العربية الفصحى وإنتاجها بشكل طبيعي ودون شعور من المتكلم بخصائص كلامه. ولم يزل العرب ينطقون العربية على سجيتهم وسليقتهم قبل الإسلام، وفي صدره، وكان اللسان العربي نقيا لا يدخل إليه الخلل ولا يتطرق إليه اللحن والزلل، ينطق العربي لغته صحيحة دون معرفة بالقواعد التي استُحدثت فيما بعد لضبط النطق، وكان يلجأ إليها غير الفصحاء لتقويم ألسنتهم حين انتشر الإسلام واختلط العرب بغيرهم من الأمم، فسرى على الألسنة الخطأ والتحريف. ومن خلال النظر في مفهوم السليقة العربية واستعمالها عند القدماء والمحدثين ظهرت بعض التساؤلات التي تحتاج إلى الكثير من الإجابات والإيضاحات: فما هي السليقة؟ وهل هي أمر غامض أو سحري موقوف على الجنس العربي؟ وإذا لم تكن كذلك: فكيف توجد؟ وهل تكتسب بتعلم قواعد النحو وبالمران وبالدربة؟ وما دليل وجود السليقة؟ وما سبب فسادها؟ وهل يخطئ السليقي؟ وهل السليقة اللغوية بمفهومها عند القدماء والمحدثين تنطبق على اللهجات أم على اللغة الفصحى؟ وبمعنى آخر: هل سليقة العربي كائنة في اللغة الفصحى أم في لهجته المحلية التي يستعملها في حياته اليومية ومع عائلته ومجتمعه الذي يعيش فيه؟ وهل كانت العربية الفصحى هي السليقة الوحيدة لكل العرب في زمن الفصحى التي نزل بها القرآن وقعّد لها النحاة؟ وإذا لم تكن كذلك وكانت اللغة العربية هي مجموعة من اللهجات؛ فهل السليقة اللغوية كانت أيضا مجموعة من السلائق؟ تلك الأسئلة والاستفهامات أثارها في نفسي اشتغالي بهذه المسألة. وآمل في هذا البحث أن أوفق في الإجابة عنها أو عن بعض منها متبعا المنهج الوصفي والتحليلي الذي يقوم باستعراض النصوص وتحليلها سعيا للوصول إلى النتائج.
“Salika” terimi, Arap dili araştırmacılarının dillerinde çokça dolaşır ve denilir ki: O Arapçayı salikadan konuşur. Klasik Arap dilinde salika kavramı hakkında hâkim olan inanç, klasik Arap dilini kullanma ve onu doğal olarak, konuşmacının konuşmasının özelliklerini hissetmeden üretme yeteneğidir. Araplar, hem İslamiyetten önceki hem de sonraki dönemde Arapçayı kendilerine özgü üslupları ve salikalarıyla konuşmuşlardır. O zamanlar Arap lisanı özdü, ona kusur ve galatlar bulaşmamıştı. Araplar, ileriki dönemde telaffuzu düzgünleştirmek için geliştirilen kuralları bilmeden dilini doğru konuşurdu. O kurallara, İslamiyet yayılıp Araplar diğer milletlere karıştıktan sonra dillerini doğrultmak isteyen fasih olmayanlar sığınırdı. Bu yüzden lisana hata ve galat bulaştı. Arapça salikat kavramının eski ve modern dil âlimleri tarafından kullanımına bakıldığında, birçok cevap ve açıklama gerektiren bazı sorular ortaya çıkar: Salika nedir? Arap ırkına has gizemli ve büyülü bir mesele midir? Eğer öyle değilse nasıl ortaya çıkmıştır? Dilbilgisi kurallarını öğrenerek ve pratik yaparak mı kazanılır? Varlığının kanıtı nedir? Bozulmasının sebebi nedir? Salika sahibi hata yapar mı? Luğavi salika, eski ve modern âlimlere göre lehçelere mi yoksa fasih dile mi uygulanır? Başka bir deyişle Arap’ın salikası, fasih Arapçada mıydı yoksa günlük hayatında, ailesi ve içinde yaşadığı toplumda kullandığı yerel lehçede miydi? Fasih Arapça, Kur’ân’ın indiği ve nahiv âlimlerinin baz aldığı fasih Arapça döneminde Arapların tek salikası mıydı? Öyle değilse ve Arapça o zamanlar bir lehçeler grubu ise luğavî salika da bir salikalar grubu muydu? Söz konusu bu makalede de bu tür sorulara cevap vermeye çalışılmıştır.