Efe Akademi, İstanbul, 2021
İş
sağlığı ve güvenliği ile ilgili ilk mevzuat düzenlemesi ülkemizde 4857 sayılı
İş Kanunun İş Sağlığı ve Güvenliği bölümünde (madde 77-89) değinilmesi ile
başlamıştır. Devamında İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü ve bağlı
yönetmelikler ile çalışma yaşamında var olan ya da karşılaşılabilecek risklere
karşı önlem alınması gerekliliği vurgusu yapılmıştır. 6331 sayılı İş sağlığı ve
Güvenliği Kanunu ile İş Sağlığı ve Güvenliği konusu mevzuat anlamında
bağımsızlığa kavuşmuştur. Kanuna bağlı yönetmelikler ile İş Sağlığı ve
Güvenliği alanında birçok çalışmalar mevcuttur. Tüm bu mevzuat düzenlemelerinde
ortak konu çalışanların eğitimleridir. Çalışanların işyeri oryantasyon
eğitimleri başta olmak üzere, zorunlu iş güvenliği eğitimlerinden, işyerine ait
özel riskler hakkında eğitimlere, mesleki yeterlilik gereken grupların özel
eğitimlerinden, kadınlar, gençler, yaşlılar, uzun süreli işsizler, engelliler
gibi özel politika gerektiren grupların eğitimlerine kadar geniş bir yelpazeye
ulaşmıştır.
İş
kazalarının nedenleri hakkında yapılan birçok araştırmada, %80-90 oranında
çalışanların bireysel hatalarından kaynaklanan ve “güvensiz davranışlar” olarak
adlandırılan durumlar olduğu belirtmektedir. Bu bireysel hataların düzeltilmesi
ile iş kazalarının azaltılması için çalışanların eğitimi üzerinde durulması
gereken önemli bir konudur. İş güvenliği eğitimlerinin daha etkili ve verimli
olması iş kazası ve meslek hastalıklarını önlemede atılabilecek en önemli
adımdır.