Yeni Umut Mekanı Olarak Kırsal


Creative Commons License

Başaran Uysal A.

İdealkent, cilt.16, sa.43, ss.38-68, 2024 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 16 Sayı: 43
  • Basım Tarihi: 2024
  • Doi Numarası: 10.31198/idealkent.1381780
  • Dergi Adı: İdealkent
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.38-68
  • Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Küreselleşme, gelişen iletişim ve ulaşım olanakları, kırsal politikaların değişimi gibi dinamikler kırsalı dönüştürmektedir. Günümüzde kent ile kır arasındaki etkileşim daha önce hiç olmadığı kadar artmıştır. Öte yandan son yıllarda kırsal alanlar, kentli orta sınıf için yaşanmak istenen bir umut mekânı haline gelmiştir. Özellikle Ege kırsalı, ivmesi düşük olmakla birlikte kentten göç almaktadır. Tüm bu dinamikler kırsalı nasıl dönüştürmektedir? Bu makalede, Türkiye kırsalının nasıl bir “yer”e dönüştüğü Türk sineması üzerinden tartışılmaktadır. Türk sinemasında da ilginç bir şekilde 2000 sonrası kırsalı mekân olarak seçen film sayısında bir artış gözlemlenmektedir. Daha önce çoğunlukla köyde başlayıp İstanbul’da biten filmler, bu kez İstanbul’da başlayıp köyde bitmektedir. Makalede, popüler Türk sinemasının ilgi görmüş iki sinema filmi -Entelköy Efeköy’e Karşı (2011) ve Mandıra Filozofu (2014)- analiz edilmektedir. Her iki filmde de kentten kaçış ve doğaya dönüş teması işlenmektedir. Filmler, kırsal temsilindeki değişimin yanı sıra kentten kırsala göç motivasyonu, üretim biçimlerindeki değişim, köy toplumunun sosyoekonomik dönüşümü konularını merkeze alarak irdelenmiştir. Analiz sonucunda, kent/kentli ve köy/köylü temsillerinde değişimler olduğu, kırsaldaki üretim biçiminin ve istihdam yapısının değiştiği, yalnızca ekonomik açıdan değil toplumsal ve mekânsal olarak da iç içe geçmiş melez bir yapının oluştuğu bulgulanmaktadır. Tersine göçün en önemli motivasyonunun kentten kaçmak ve doğada yaşamak olduğu saptanırken, her iki filmde de göç edilen mekânın neden Ege coğrafyası olduğu tartışmaya açılmıştır. Öte yandan pastoral, romantik bir umut mekânı olarak betimlenen kırsalın aslında kapitalizmin ve kentlerin etkisinden azade yerler olmadığı anlaşılmaktadır.